Aidat, yardım ve himmet istemenin risalelerde bir ölçüsü var mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
İslam dininde hayır yapmak, zekât ve sadaka vermek, bağış ve vakıf yolu ile maddi ve manevi hizmet etmek caizdir ve cari bir yoldur. Bu yüzden her çeşit hayır ve hasenat metotları istisnasız helal ve güzeldir. Ama bu hayır ve hasenat yapma şekilleri meslek ve meşreplere göre farklılık arz edebilir. Önemli olan bu hizmetlerin dinin ana hatlarının içinde olmasıdır.
Risale-i Nur mesleği içinde bir çok yeni ve değişik meşrepler oluşmuştur. Bu meşrepler içinde farklı mülahazalardan ve değişik sebeplerden dolayı, yeni hizmet metotları ve tarzları da oluşmuştur. Bu yüzden bir meşrebin hizmet tarzını hak ve doğru kabul edip, diğerlerini yanlış telakki etmek, taassup ve hata olur. Herkes kendi hizmet tarzını muhafaza edip, revacı için çalışabilir, ama diğerlerini tahkir ve tezyif ederek değil.
Üstat Risale-i Nur'da hizmet için gerekli olan maddi imkanların temini hususunda bazı prensip ve yolları bize bildiriyor. Bunlardan en önemlisi, mali ibadetlerin hizmette bulunan kardeşlere ve iman hizmetine sarf edilmesidir. Nur dairesinde bulunan Nur talebelerinin gücü nispetinde yapmış oldukları katkılardır.
Bunun dışında hizmeti bilmeyen ve tanımayan kimselerden mümkün mertebe mali yardım almamaktır. Ama alanları da kınamak ve yanlış telakki etmek, isabetli bir yaklaşım tarzı değildir.
Üstad'ın hizmete yabani olanlardan yardım kabul etmemesi, bu zamanın önemli bir hastalığı olan ilmi ve dini geçim aracı haline getirmek suçlamasından kurtarmak içindir.
İman hakikatlerini bütün şaibe ve suçlamalardan tenzih etmek için, maddi konularda çok hassas olmak gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü