Alemin tılsımını açan ve beşer ruhunu zulümattan kurtaran Kelime-i Tevhid olduğu ifade ediliyor. Ancak diğer iman hakikatleri ve özellikle Peygamber Efendimiz ile ilgili itikad boyutu zikredilmiyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Bir önceki Söz'de Allah’a ve ahirete imanın kâinatın tılsım-ı muğlakını açtığı kaydedilmişti. Esas olan Allah’a imandır.
“Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim (bilinmeye muhabbet ettim) de mahlûkatı var ettim.”(1)
hadis-i kudsîsi bunu en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Ondan sonra ahirete iman geliyor. Hadiste geçen “bilinme” mânası en kâmil manasıyla insana bakıyor. İnsan Allah’ı bildikten sonra ebediyen yokluğa mı atılacaktır? Ahirete iman bu sualin cevabını veriyor ve bu müşkülü hallediyor.
Peygamberler Allah’ın elçileridir. Allah’a nasıl iman edileceğini ve O’nun razı olduğu bir hayatın nasıl olacağını tâlim ederler. Ve insanlara ebedî saadetin yolunu gösterirler.
“Bütün ervah ve kulûbün dalaletten neş'et eden ızdırabat ve keşmekeş ve ızdırabattan neş'et eden manevî elemlerden kurtulmaları), bir tek Hâlık'ı tanımakla olur. Bütün mevcudatı, bir tek Sâni'a vermekle necat buluyorlar, bir tek Allah'ın zikriyle mutmain olurlar.”(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Keşfu’l-hafâ, II, 132. hadis: 2016.
(2) bk. Sözler, Otuz Üçüncü Söz, On Birinci Pencere.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar