Allah canlıları kusursuz yarattığını belirtiyor. Sitenizde okuduğumuz makalelerde sakat ve özürlü olan canlıların, bunun karşılığını öbür dünyada alacağı, bilinçli olarak böyle yaratıldığı yazıyor. Yine de bu kusurlu yaratış olmaz mı?
Değerli Kardeşimiz;
Bu meseleye birkaç cihetten bakabiliriz:
Evvela, kader, musibeti takdir ederken, olayların olmasını beklemez. Daha olaylar ve aktörler olmadan, kader ezelde takdirini yapar. Yani bir insanın sakat doğması ilerideki suçlarından dolayı olabilir. Kader geçmiş ve geleceği şimdiki an gibi gördüğü için plan ve programını ona göre yapar.
Bazen tek kollu doğan bir insanın, kader diğer kolunu daha ağır bedeller görmemesi için alabilir. Bunlar Allah’ın sonsuz rahmet ve adalet kapsamına girdiği için, bizim her olayın arkasındaki İlahi hikmeti görüp okumamız mümkün değildir. Ama şunu iyi biliyoruz ki, onun tasarruf ve idaresinde asla zulüm ve haksızlık olmaz. Mutlaka adaletin bir tecellisi bulunur.
İkincisi, Allah, nimetlerini ihsas ettirmek, nizamını fark ettirmek için bazen kusur ve nizamsızlıkları kullanır. Büyük bir mağazanın güzel bir vitrininin içinde kaba saba eğri büğrü taşların veya eskimiş eşyaların konulması, oradaki güzel ve estetik sanatların değer ve kıymetinin anlaşılması içindir. Allah da dünya vitrininde sergilediği güzel ve estetik sanatlarının kıymet ve değerini bildirmek için, zahiren bazı kusurlu ve çirkin şeyleri yaratmış ki, herkes eser ve sanatını tam takdir edebilsin. Bu maksadı ise Allah’ın Hakim, Nazım ve Sani gibi isimler iktiza ediyor. Yani insanların görünüşte kusurlu, çirkin ve hasta olmalarının altında çok ince ve derin hikmetler, estetik ilanlar ve her ismin kendi manasını gösterme gerekçesi yatıyor.
Bu sebeple, Allah bazı mahluklarını genel sanat kapsamının dışına çıkarıp, zahiri çirkin ve kusurlu yapıyor ki, insanlar ülfet ve ünsiyet belasından çıkıp, o sanatların farkına ve idrakine varsınlar, hem de güzelliğin nispi çok değer ve kıymetlerini görsünler.
Üçüncüsü, kusur; dikkatsizlik ve zafiyetten çıkan bir arızadır. Mesela bir usta, işini yaparken, kafası başka bir şeye daldığı veya takıldığı için, önündeki işte kusur yapar. Bu kusur kasıtlı değil, bilakis, kasıtsızlıktan, yani dikkatsizlikten dolayı ortaya çıkmıştır. Allah’ın sıfatları ezeli ve ebedi olduğu için, bu sıfatlarda bir dikkatsizlik bir dalgınlık bir zafiyet olmaz ve olamaz. Öyle ise Allah’ın kainatta kusur gibi görünen işlerine hakiki kusur demek tam bir hata olur. Kusur gibi görünen şeyleri Allah kasıtlı ve planlı yapıyor deyip, arkasındaki hikmetleri anlamaya çalışmak daha makul olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar