Allah neden bizden razı olmak istemektedir? Risaleler canibinden nasıl bakabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
İbadetlerin ifa edilmesinin, hem Allah açısından hem de insan açısından iki temel gerekçesi vardır.
Allah’ın kainattaki rububiyet dairesi, zaruri bir şekilde ubudiyet dairesini iktiza ediyor. Mesela, sonsuz bir şefkat, harika bir şekilde insan üzerinde tecelli ediyorsa, elbette bu şefkat dairesi bir şükür ve teşekkür dairesini iktiza eder. Yine sonsuz bir izzet ve azamet kendini kainat sahnesinde insan için perdeliyorsa, elbette insanın bu izzet ve azamet karşısında ibadet ile eğilmesini ister. Tabiri yerinde ise, nasıl tiyatroyu biletsiz seyretmek mümkün değilse, aynı şekilde Allah’ın kainat sahnesinde sergilediği sayısız isimlerinin seyri ve takdiri de elbette ibadeti iktiza eder. Yani ibadet rububiyet dairesinin bir tamamlayıcısı ve tekmil edicisi hükmündedir. Elbette Allah bu iktiza ve tamamlayıcı unsuru şiddetle bizden talep edecektir.
Üstad Hazretleri bu hususa şu şekilde işaret ediyor:
"Ey gözleri sağlam ve kalbleri kör olmayan insanlar! Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır:
Birinci daire: rububiyet dairesidir.
İkinci daire: ubudiyet dairesidir.
Birinci levha: hüsn-ü san'attır.
İkinci levha ise: tefekkür ve istihsandır.
"Bu iki daireyle iki levha arasındaki münasebete bakınız ki, ubudiyet dairesi bütün kuvvetiyle rububiyet dairesi hesabına çalışıyor. Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleriyle hüsn-ü san'at ve nimet levhasına bakıyor. "(1)
Netice olarak, Allah’ın isim ve sıfatları ibadeti gerektiriyor. Madem rububiyet ibadeti ve ameli iktiza ediyor, elbette yapılan bu ibadet ve amellerin muhasebe için muhafaza edilmesi gerekir. Muhasebe ise mükafat ya da mücazat içindir.
Böyle rububiyeti her şeyi kuşatmış bir Allah’ın, insanların amellerini hesaba almayarak muhafaza etmemesi, muhafaza neticesinde muhasebe etmemesi, muhasebe neticesinde de mücazat ya da mükafat vermemesi mümkün ve kabil değildir.
İkinci bir mana olarak, Allah’ın bizden memnun ve razı olmak istemesi onun Zat-ı Akdesine ait bir şuunattır. Yani nasıl biz birilerinin bizi takdir etmesinden memnun olup ondan keyif alıyorsak, teşbihte hata olmasın Allah’da kendi zatına yakışan bir şekilde bizim ona ibadet etmemizden, onu razı edecek amel ve işler görmemizden İlahi bir memnuniyet duyuyor diyebiliriz.
(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Reşhalar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü