Allah'ın subuti sıfatlarının tecellileri ve diğer isimler ile bağlantısı Risalelerde nasıl ele alınmış, merak ediyorum. Özet olarak ifade eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Allah’ın Zâti ve Sübûti olan sıfatlarına ne ayni, ne de gayri olan sıfatlar denir. Bunlar Hayât, İlim, İrâde, Kudret, Tekvin, Sem, Basar ve Kelâm’dır. Bu sıfatlar kâinatta iş ve icraat gören, tasarruf ve tecellileri olan hakîki ve etken sıfatlardır.
Bu sıfatlar selbi ve gayri sıfatlar gibi mâneviye ve tenzihi sıfatlar değildirler. Allah’ın Zâtından başka mâna ve esasları olan, ama ondan da müstakîl ve bağımsız olmayan sıfatlardır. Onun için ne ayn, ne gayr mânasını ifâde eden Allah’ın Zât-ı Akdes’ine zâid ve Onunla kâim sıfatlar denilmiştir. Ne odur, ne de onsuz olabilir demektir.
Allah’ın isim ve sıfatları üç şekilde tecelli ederler.
Birisi, ene gibi mevhum ve itibari duyguların mukayesesi şeklindedir. İnsana verilen cüzi ilim, irade, kudret, mülk gibi şeyleri ene duygusu farazi ve mevhum bir şekilde sahiplenir. Bu sahiplenme sayesinde ilim, irade, kudret, mülk gibi şeylerin farkına varır ve mahiyetini hisseder. Hiç ilmi ve mülkü olmayan birisi ilim ve mülk sahibi olmanın ne demek olduğunu idrak edemez. Bu yüzden Allah insana ene denilen bir sahiplenme duygusu vererek ilim, irade , kudret, mülk gibi şeylerin mahiyetini kavrattırıyor, onların bir pırıltısını farazi olarak insanın uhdesine koyarak, insanın alemine bir pencere açıyor.
Mesela, insan sahip olduğu cüzi ilim ile der; "Ben şu kadar ilmim ile şu kadar şeyi bilebiliyorum, Allah ise külli ilmi ile her şeyi bilir. Ben cüzi kudretim ile şu evi yaptım, Allah sonsuz kudreti ile kainatı inşa ediyor..." Bunu sadece yedi sıfata müncer yapmak doğru olmaz , Allah her sıfatı için mevhum ve itibari bir hissiyatçığı insanın mahiyetine yerleştirmiş. Bu hissiyatlar aynı zamanda Allah’ın şuunatını da rasat ediyor.
İkincisi ise, insan fıtratına yerleştirilen zıtların ayinedarlığı şeklindedir. Mesela, insanın fıtratındaki nihayetsiz acizlik, nihayetsiz kudrete dayanmak ihtiyacı ile sonsuz kudreti idrak eder, nihayetsiz fakirlik ile nihayetsiz zengin olan Allah’a ulaşır, aciz, zayıf ve kusurlu nefsi ile sonsuz kudreti olan Allah’a intikal eder vs...
Üçüncü olarak da Allah’ın her bir isim ve sıfatının nakış ve tecelli suretinde insanın fıtrat ve mahiyetinde tezahür etmesidir. Mesela göz, basar sıfatının maddi bir nakşıdır, kulak Semi' isminin cismani bir nakşıdır, akıl İlim sıfatının kevni bir nakşıdır, dil ve konuşma kelam sıfatının bir cilvesidir, kalp Vedud isminin maddi bir yansımasıdır...
Bunun gibi, mahiyetini tam ihata edemediğimiz binlerle hissiyat ve duyguların hepsi, isim ve sıfatların hayat üstünde kaynamasından ve tecellisinden tezahür ediyorlar. Aynı tecelliler kainat sahifesinde daha büyük ve daha azametli bir şekilde tecelli ediyorlar. Kainattaki küçük bir atomdan tutun ta koca yıldız ve galaksilere kadar her bir şeyde Allah’ın bu subuti sıfatları haşmetli ve azametli bir şekilde yansıyıp tecelli ediyorlar. Bunun en büyük şahidi fen ilimleridir.
Allah’ın ilim, irade, kudret, sem, basar, kelam gibi sabit sıfatları, tecelli olarak dolaylı dolaysız her şeyi kuşatmıştır. Mesela, ayetlerde yıldızlara, arıya vahyettik ifadesi kelam sıfatının mevcudatta nasıl tecelli ettiğine bir işarettir.
Ayrıca bütün isimlerin arka cephesinde iş gören bu yedi sabit sıfattır. Bu fiili sıfatların miktarı ve sınırı yoktur. Bu fiili sıfatların çokluğu, Allah’ın kudret sıfatının muhtelif mevcudattaki muhtelif tecelliyatından ibarettir. Mesela; Allah’ın kudret sıfatı bir çekirdeğin açılmasında tecelli ederken Fettâh nâmını alıyor, bir canlının ölümünde Mümit ismini alıyor, bir hayat bahşederken Muhyî ismini alıyor, canlılara rızık verirken Rezzâk nâmını alıyor ve hâkeza.. Hadislerdeki doksan dokuz ve Cevşen'de geçen bin bir isim bunlara en güzel ve somut örneklerdir.
Üstad Hazretlerinin şu ibareleri açık bir şekilde Esma-i Hüsnanın nihayetsiz olduğunu ve menşeinin ne olduğuna işaret ediyor.
"Sual: Bu fiili isimlerinin kesretle tenevvüü neden meydana geliyor?
Cevap: Kudret-i ezeliyenin, kainattaki mevcudatın nevilerine, fertlerine olan nispet ve taallukundan husule gelir..."(1)
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Fatiha Sûresi
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü