Bayanlar, evlendikten sonra hizmet hayatlarını nasıl devam ettirmeleri gerekir, eşi izin vermiyorsa ne yapmalıdır? Hatta kandillere katılmanın bile dinen caiz olmadığını söyleyenler var, bilgi verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kadınların ilim tahsil etmesi ve dini hizmette bulunması, kadınların temel hakları içindedir; buna mani olmak, ciddi bir sıkıntı ve sorun yoksa engellemek caiz olmaz. Sıkıntı ve sorundan maksat; kadının güvenliği ve iffetinin korunmasıdır. Şayet hizmet edilecek yer uzakta ve kadının tek başına gitmesinde sakıncaların olacağı bir yerse; güvenli ve sakıncasız olan yerde hizmet etmesi gerekir.
Diğer bir husus; kadının kendi evindeki vazifeleri aksatması da doğru değildir. Yani evliliğin de bir hukuku vardır. Kadın, bekâr gibi hareket edemez. Evinin, beyinin ve çocuklarının da sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. Yani iman hizmeti ile diğer temel hizmetler arasında bir ahenk ve uyum olmak zorundadır. Bu erkek için de aynıdır. Şayet eşlerden herhangi birisi iman hizmetinde bulunuyorum diyerek diğer hizmetleri atıl bırakıyor ve aksatıyorsa, bu yanlış olur. Her iki hizmeti de uyum içinde olmalıdır.
İnsanın belli bir kapasitesi vardır, ona göre bir program yapıp, ona göre hareket etmelidir. Kapasitesinin dışına çıkarsa o zaman diğer hizmetleri de aksatır ve evde huzursuzluklar başlar ki; bu bütünü ile iman hizmetinden uzaklaşmak anlamına gelir. Zira evde huzur kalmaz ise iman hizmeti de sağlıklı olmaz. Yani huzursuz insan başkalarına huzur temin edemez.
Mübarek geceler senede beş gündür, bu beş günü cemaatle beraber değerlendirmek herkesin hakkı olması gerekir. Buna eşler saygı ve müsamaha ile bakmalıdır. Tabi şartlar ve dershane yeri uygun ve güvenilir olmak kaydı ile. Kandil gecelerini kadınların kendi aralarında güvenli bir şekilde değerlendirmeleri caiz ve makbuldür; bunun dini açısından bir sakıncası yoktur.
Özet olarak; her iki taraf da asgari vazife ve sorumluklarına dikkat etmelidir. Birbirlerini incitmeden iman hizmetinde bulunmalıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü