Bazı Ağabeyler hiç Risale-i Nur'a layık hareketler yapmıyorlar. Bu kişiler cemaatten ayrılacağını söylese, cemaatin yüzde yetmiş beşini arkasından götürebilecek birileri... Ağabeylere yapılan aşırı muhabbetin nedeni nedir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

İnsan, maddi ve manevi duygularla teçhiz edilerek bu dünyaya belirlenmiş bir gaye için gönderilmiştir. Temelde yaratılış gayesi tesbit edilen bu insanın her bir aza ve duygusunun nerede, nasıl, ne kadar kullanılacağı konusu elbette ki ihmal edilemez. Ve edilmemiştir. Elektronik bir cihazın her bir parçasının kullanım şekli kataloğunda tarif ve tespit edildiği gibi, insandaki binlerce maddi ve manevi cihazatın da tarif ve tesbiti Kur'an kataloğunda yapılmış ve Peygamberimiz (asv) tarafında da canlandırılmıştır. Kur'an'ın, bu asrın fehmine takdim edilen bir tefsiri olan Risale-i Nur külliyatı ise mezkur mevzuyu ayrıntılarıyla ele alan bir eserdir. Mesela; muhabbet duygusunun kullanılmasıyla ilgili Külliyat'ın muhtelif yerlerinde geçen aşağıdaki tespitlere bakalım:

"Suâl: Enbiyâ ve evliyâya muhabbet, nasıl faydasız kalır?"

"Elcevap: Ehl-i Teslisin İsâ Aleyhisselâma ve Râfızîlerin Hazret-i Ali Radıyallâhü Anha muhabbetleri faydasız kaldığı gibi. Eğer o muhabbetler, Kur'ân'ın irşâd ettiği tarzda ve Cenâb-ı Hakk'ın hesâbına ve muhabbet-i Rahmân nâmına olsalar, o zaman hem dünyada, hem âhirette güzel neticeleri var..."

"Enbiya ve evliyaya muhabbetin ise: Ehl-i gaflete karanlıklı bir vahşetgâh görünen âlem-i berzah, o nuranîlerin vücutlarıyla tenevvür etmiş menzilgâhları suretinde sana göründüğü için, o âleme gitmeye tevahhuş, tedehhüş değil, belki bilâkis temayül ve iştiyak hissini verir; hayat-ı dünyeviyenin lezzetini kaçırmaz..."(1)

"Enbiyâ ve evliyâya Kur'ân'ın tarif ettiği tarzda muhabbetin neticesi: O enbiyâ ve evliyânın şefaatlerinden berzahta, haşirde istifade etmekle beraber, gayet ulvî ve onlara lâyık makam ve füyüzâttan o muhabbet vâsıtasıyla istifâza etmektir."

"Evet, اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ اَحَبَّ sırrınca, âdi bir adam, en yüksek bir makama, muhabbet ettiği âlî-makam bir zâtın tebâiyetiyle girebilir."(2)

"Hem enbiyâ ve evliyâyı sevmek, Cenâb-ı Hakkın makbul ibâdı olmak cihetiyle, Cenâb-ı Hakkın nâmına, hesâbınadır ve o nokta-i nazardan Ona âittir."(3)

"Eğer denilse: "Âl-i Beyte muhabbeti Kur'ân emrediyor. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm çok teşvik etmiş. O muhabbet, Şîalar için belki bir özür teşkil eder. Çünkü, ehl-i muhabbet bir derece ehl-i sekirdir. Niçin Şîalar, hususan Râfızîler o muhabbetten istifade etmiyorlar, belki işaret-i Nebeviye ile o fart-ı muhabbete mahkûmdurlar?"

"Elcevap: Muhabbet iki kısımdır."

"Biri: Mânâ-yı harfiyle, yani Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hesabına, Cenâb-ı Hak namına, Hazret-i Ali ile Hasan ve Hüseyin ve Âl-i Beyti sevmektir. Şu muhabbet, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın muhabbetini ziyadeleştirir, Cenâb-ı Hakkın muhabbetine vesile olur. Şu muhabbet meşrudur, ifratı zarar vermez, tecavüz etmez, başkalarının zemmini ve adâvetini iktiza etmez."

"İkincisi: Mânâ-yı ismiyle muhabbettir. Yani bizzat onları sever. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı düşünmeden, Hazret-i Ali'nin kahramanlıklarını ve kemâlini ve Hazret-i Hasan ve Hüseyin'in yüksek faziletlerini düşünüp sever. Hattâ Allah'ı bilmese de, Peygamberi tanımasa da, yine onları sever. Bu sevmek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın muhabbetine ve Cenâb-ı Hakkın muhabbetine sebebiyet vermez. Hem ifrat olsa, başkaların zemmini ve adâvetini iktiza eder."

"Şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemâl ve cemâl Sahibine mahsustur; ne vakit Hakiki Sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı Onun nâmiyle ve Onun aynası olduğu cihetle ızdırapsız sevebilirsin.Demek, şu muhabbet doğrudan doğruya kâinata sarf edilmemek gerektir. Yoksa, muhabbet, en leziz bir nimet iken, en elîm bir nikmet olur. Kkâinata dağınık bütün muhabbetlerin,Onun esmâ ve sıfâtına karşı verilmiş bir muhabbettir; sen sû-i istimâl etmişsin. Cezasını da çekiyorsun. Çünkü, yerinde sarf olunmayan bir muhabbet-i gayr-i meşrûanın cezası, merhametsiz bir musîbettir."

"Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-i harfiyle sev, mânâ-i ismiyle sevme; "Ne kadar güzel yapılmış" de, "Ne kadar güzeldir" deme.Ve kalbin bâtınına başka muhabbetlerin girmesine meydan verme."
(4)

Risale-i Nur Külliyatı'nın muhtelif yerlerinde geçen yukarıdaki ve ona benzer tespirleri okuyan ve bilen bir cemaatin muhabbet duygusunu yanlış kullanmayacakları kanaatindeyiz. Yaratılanı seviyorlarsa yaradan içindir. Zira her neyi Allah için seviyorsak ibadettir. Ancak hepimiz imtihan ediliyoruz. Bütün duygularımızı olması gerektiği şekilde kullanmayabiliriz. Bu hususi bir durumdur, şahsı ilgilendirir. Eksere teşmil edilemez.

"Cemaatin yüzde yetmiş beşi birisinin arkasında gider" mevzusuna gelince; "Ümmetim yanlışta ittifak etmez." teminatı veren bir Peygamber 8asv)'in ümmetiyiz. Eğer ekseriyeti bir mevzuda ittifak ediyorsa, orada bir hakikat vardır.

Üstadımız Lemeat'ta şöyle diyor; "Her Müslim'in her vasfı Müslim olmak vacip iken, haricen her dem vaki', sabit değildir." Yani her Müslümanın her davranışı İslama uygun olması lazım iken, pratikte tahakkuk etmeyebiliyor. Öyle de her Müslüman'da olduğu gibi her nur talebesi de hayatında istikameti muhafaza edemeyebilir. Yanlış yapabilir. Ancak şahısların kişisel hatalarını bütün bir cemaate mal etmek elbette ki doğru değildir.

Dipnotlar:

(1) bk. Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf.

(2) bk. age.

(3) bk. age.

(4) bk. Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, Altıncı Nükteli İşaret.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 14.144
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

osman2536
selamun aleyküm abi benim size bir sualim olacak bakınız ben acizane şöyle düşün dügüm oldu açaba ben günahmı kazanıyom neden nur cemaatinin hizmeti hep zengin kesim neden benim gibi taşrada yaşayan o tertemiz kardeşlerim istifade etmiyo neden o insanlar günden güne zehir batagına düşüyor kimse el atmıyo ALLAHaşkına ben bunu düşünmekle günah mı kazanıyom sizce? oysa o nur yolunda biz vede coluk cocugumuz yürümek istiyoruz heleki bu asırda selametle saygılar ALLAH'A emanet olun.sorumun cevabını bekliyom.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
kbeyazgolge
Naçizane Osman kardeşimize şöyle bir cevap vermek istiyorum:Evvela böyle düşünmekle günah kazanılmaz.İkincisi cemaatin sadece zengin insanlara hitap etmesi diye bir olay yok.Zaten bu ayrımcılık olur.Pek çok ilde taşrada da Nur dersaneleri var.(Mesela ben Hatay'da ve Kars'ta böyle yerlerde bulundum).Kardeşimiz sadece kendi bulunduğu yere bakarak böyle düşünürse yanılır.Şu da var,nur dersanelerinde genelde öğrenciler kaldığından ve daha çok insana ulaşmak için genelde üniversitelere yakın ve dolayısıyla öncelikle şehir merkezinde olması gerekir.Bulunduğumuz yerde yoksa evimizi küçük bir dersaneye çevirmemiz lazım.Çünkü cemaati beklemektense hiç değilse Risale-i Nurları okuyarak ve yaşayarak,kendimizi ve çevremizi korumaya çalışmak en doğrusu olur.Mevlam kolaylık versin kardeşim.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
ebu-la-shey
benim de acizane Cerrah-Ali abimize demek istediyim bir shey var, bu cemaatin Ustadi belli, nur cemaatinin mefkuresini en guzel shekilde yashayan ve temsil eden de odur, her hareketde de ona uymak lazim, nasil ki bir muslim her addiminda Peygamber Efendimize ittiba etmelidir, zaten Ustadimiz da Efemdimizin varisidir, bazilarinin yapdigi ferdi hatalar cemaatin mefkuresine ve hizmetine noqsan sayila bilmez, selam ve dualar......
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
ihlasnur
osman kardeşime:cemaat genişledikçe içine muhtelif efkar ve eşhas tabi olmaktadır.Bu zengin veya fakir diye ayrım olmadan yapılmaktadır.Tebliğ hususu da böyledir.Ama nur camiasının içinde bu gün muhtelif grublar oluşmuş ve bazıları artık nur dairesinden çımış durumdadır,alakadar olduğunuz yer ağer ihtilaf yapıyorsa içtihadları hatalıdır.Bizler ilçede nurlarla iştigal etmekteyiz ve dediğiniz gibi 1 ayrıcalık görülmemektedir.... selam ve dualarla
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
kalem88
kardeşim ben sana diyorum ki arayan bulur sen yeter ki iste... bir çaba göster ... . benim de bulunduğum yerde namaz kılacak bir yer yoktu ama Allah şahidim ki ağlaya ağlaya sokak sokak cami veya küçük bir mescid aradığımı Allah biliyor...belki senin vesilenle böyle bir yer bulunacak Allah yardımcın olsun.....
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...