Bediüzzaman'ın, Kur'an'da ismi geçen, "Zülkarneyn" hakkındaki görüşleri nelerdir? Risalelerde bu konuda bahis var mıdır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Zülkarneyn müeyyed min indillah bir şahıstır. Onun irşad ve tertibiyle, iki dağ arasında bir sed bina edilmiştir: zâlimlerin ve bedevîlerin def-i fesatları için... Ve Ye'cüc-Me'cüc, iki müfsit kabiledirler. Emr-i İlâhî geldiği vakit sed harap olacaktır, ilâ âhirihî. Bu kıyasla, ona Kur'ân delâlet eden hükümler, Kur'ân'ın zaruriyatındandırlar. Bir harfin inkârı dahi kabil değildir. Fakat o mevzuat ve mahmulâtın keyfiyatlarının teşrihatları ve mahiyetlerinin hududu ise, Kur'ân onlara kat'iyyü'd-delâlet değildir."(1)

Üstad Hazretlerinin bu ibarelerinde, Hazreti Zülkarneyn hakkında şu hükümler vurgulanıyor:

1. Kur’an Zülkarneyn ve Ye'cüc-Me'cüc kavramlarını kabul edip ilan ediyor. Bu kavramları inkar etmek imanla bağdaşmaz.

2. Kur’an Ye'cüc-Me'cüc’ün iki fesatçı kabile olduğunu da kabul edip ilan ediyor.

3. Kur’an Ye'cüc-Me'cüc’ün Zülkarneyn’in inşa etmiş olduğu seddin yıkılması ile tekrar ortaya çıkıp insanlığı fesada vereceklerini de haber verip ilan ediyor. Seddin yıkılması Ye'cüc-Me'cücün çıkmasının bir alameti bir sembolüdür. Bu husus da Kur’an’ın zaruri konularındandır, inkarı kabil değildir.

4. Yalnız bu seddin ne olduğu, yıkılmasının ne anlama geldiği, Ye'cüc-Me'cüc’ün hangi kavim ve hangi kabileler olduğu hususları Kur’an’da açıkça ifade edilmedikleri için, içtihat ve yoruma açık konulardır. Bu yüzden alimler bu hususa farklı farklı tevil ve tabirler getirmişlerdir.

5. Kur’an bu kavramları mutlak bıraktığı için, her dönemdeki çapulcu ve zalim kavimler Ye'cüc-Me'cüc’ün mana dairesine girebilir. Zira Kur’an’ın kelam ve lafızları külli bir makam ve mertebeden bakıyor, bu yüzden her dönem ve mekanı kapsamı içine alır.

6. Kur’an’ın bu külliyeti içine zamanımızdaki bazı tahripçi olaylar da dahildir.

Sedd-i Çin’in Sedd-i Zülkarneyn olduğunu belirtmek yanlış olmaz, lakin en büyük masadakı demek daha uygun olur kanaatindeyiz.

Zülkarneyn’in kim olduğu ve hangi kavimden olduğu ihtilaflı bir konudur. Kur'an’da övgü ile bahsedildiği için, veli mi nebi mi olduğu da alimler arasında ihtilaflıdır. Ama ihtilaflı olmayan husus ise, onun güçlü bir ordu ile dünyanın doğu ve batısına hükmettiği ve ordusu ile dünyanın muhtelif yerlerine gidip adaleti temin ettiğidir.

Zülkarneyn’in Afrika’nın tamamını istila etmesini âyetlerin matvi (dürülmüş) cümlelerinden anlıyoruz. O âyetler ise şu şekildedir:

"(Ey Muhammed), sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım. Biz yer yüzünde onun için sağlam bir mekan ve orada istediği gibi hareket edeceği yönetim hürriyeti hazırladık ve kendisine (muhtaç olduğu) her şeyden bir sebep verdik (ulaşmak istediği her şeye ulaşmanın yolunu, aracını verdik). O da (kendisini batı ülkelerine ulaştıracak) bir yol tuttu. Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir kavim buldu." (Kehf, 18 / 83-86)

Üstad Hazretlerinin Sedd-i Zülkarneyn hakkındaki tevil ve tabiri şu şekildedir:

"Veyahut, âyât-ı Kur'âniyenin zikrettiği hâdisât-ı cüz'iyeler, küllî hâdisâtın uçları olduğu cihetle, Zülkarneyn olan İskender-i Kebirin nübüvvetkârâne irşâdâtıyla akvâm-ı zâlime ile milel-i mazlume ortasında hâil ve gaddarların garetlerine mâni olacak meşhur Sedd-i Çin'in binasını kurduğu gibi; İskender-i Rumî misilli müteaddit cihangirler ve kuvvetli padişahlar maddî cihetinde, ve mânevî âlem-i insaniyetin padişahları olan bir kısım enbiya ve bazı aktab dahi mânevî ve irşadî cihetinde, o Zülkarneyn'in arkasında gidip, iktidâ edip, mazlumları zalimlerden kurtaracak çarelerin mühimlerinden olan dağlar ortalarında sedleri, sonra dağlar başlarında kaleleri kurmuşlar. Ya bizzat maddî kuvvetleriyle veyahut irşad ve tedbirleriyle tesis etmişler."(2)

Üstad Hazretlerin bu ifadelerinden de, Zülkarneyn olan İskender-i Kebirin cihangir bir devlet adamı olduğu anlaşılıyor. Yani bütün cihana hüküm sürecek askeri ve siyasi bir güce sahip bir hükümdardır. Roma imparatoru İskender-i Rumî nasıl dünyayı zapt etti ise, bu zat da kendi döneminde böyle şevketli ve cihangir bir devlet başkanı idi.

Dipnotlar:

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale, Dördüncü Mesele.

(2) bk. Lem'alar, On Altıncı Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 5.069
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...