"Belki ağacın her bir cüz’ü, o kanun-u emrînin duygularının birer merkezi hükmündedir ki, uzun vasıtaları, perde olup bir mâni teşkil etmek değil, belki telefon telleri gibi birer vesile-i teshil ve takrib olur. En uzak, en yakın gibidir." İzahı?
Değerli Kardeşimiz;
"Hatta denilebilir ki, o cilve-i irade, o kanun-u emrî, o ukde-i hayatiye her birinin yanında bulunur, hiçbir yerde de bulunmaz. Güya şu muhteşem ağaçta meyveler, çekirdekler adedince o kanun-u emrînin birer gözü, birer kulağı var."
"Belki ağacın her bir cüz’ü, o kanun-u emrînin duygularının birer merkezi hükmündedir ki, uzun vasıtaları, perde olup bir mâni teşkil etmek değil, belki telefon telleri gibi birer vesile-i teshil ve takrib olur. En uzak, en yakın gibidir." (Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.)
Ağacın kökü ile meyvesi arasındaki mesafede gövde, dal, budak ve yaprak gibi birçok cüz ve parçalar bulunuyor. Kökün bir meyveyi idare edebilmesi için, bütün parçaları da idare etmesi gerekiyor. Bu zahirde çok zor ve meşakkatli gibi görünüyor. Üstad Hazretleri telefon tellerinin sayesinde sesler, en uzak bir yere anında ve rahatlıkla sesleri ulaştığı gibi, ağacın kökünün de en uzaktaki meyveyi çok kolay bir şekilde idare ettiğini ifade ediyor.
O kanun-u emrî ağacın her bir cüz’ünde iş görmekle birlikte, onun için en yakın dalla en uzak dalın bir farkı yoktur, hepsinde aynı kolaylıkla iş görür. Onun her bir cüz’ü duygularının bir merkezi gibidir, uzun vasıtalar sanki telefon telleri gibi, ona bir zorluk getirmez, belki birer kolaylık ve yakınlık vesilesi bile olabilir.
Uzaklık ve yakınlık ancak ağacın dalları için düşünülebilir, yani en alttaki bir dal, en üsttekine uzak, hemen bitişiğinde olana ise yakındır. Ama, ağacın tümünde hükmeden kanun-u emrî için uzak-yakın fark etmediği için bir zorluk da düşünülemez.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü