"Belki hürriyet-i nisvan ve tam serbestiyetleri kadınlık şehvetini şiddetle ateşlendirdiğinden, fıtratça erkeğine galebe eder; veledi kendi suretine çekmeye sebebiyet verdiğinden..." ifadesinin tıbbi açıklaması var mıdır?

Değerli Kardeşimiz;

"...Belki hürriyet-i nisvân (kadın hürriyeti) ve tam serbestiyetleri kadınlık şehvetini şiddetle ateşlendirdiğinden fıtratça erkeğine galebe eder; veledi (çocuğu) kendi sûretine çekmeye sebebiyet verdiğinden, emr-i İlâhî ile kızlar pek çok olur."(1)

Üstad burada bir hikmete binâen, ahir zamanda kız çocuğu doğumlarının daha fazla olacağını söyler.

Üstad'ın bu yorumuna ışık tutacak şöyle tıbbi bir haber de var:

"Türk-Alman Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, bundan 57 yıl önce bir erkeğin 250 milyon olan bir defadaki sperm sayısının, çevre kirliliği ve stres gibi faktörler nedeniyle 20 milyona düştüğünü açıkladı. Erkek cinsiyetini belirleyen 'Y' kromozomunun da giderek küçüldüğünü anlatan Cihat Ünlü, şunları söyledi:"

"300 milyon yıl öncesine göre 'Y' kromozomu yarı yarıya küçüldü ve üzerindeki genlerin bazıları yok oldu. Bazı uzmanların düşüncelerine göre 50 milyon yıl sonra 'Y' kromozomu diye bir şey kalmayacak, belki de erkek nesli tükenecek. Bu konuda negatif yönde bir gidiş var."(2)

Haberde, erkek cinsiyetini belirleyen “Y” kromozomunun giderek küçüldüğü ve üzerindeki genlerin bazılarının yok olduğundan söz ediliyor. Bediüzzaman ise, mezkur yorumuyla, olayın farklı bir yönüne dikkat çekiyor:

Ahir zamanda açık saçıklığın artması sebebiyle kadın şehveti baskın olacağından, fıtratça erkeğine baskın çıkar. Bu da, doğacak çocuğun kız olmasına sebep olacağından, kadın nüfusu Allah'ın emriyle artar.

Bu yorum da dikkate alındığında, dişi cinsiyeti belirleyen “X” kromozomunun, zaten giderek küçülen ve üzerindeki bazı genler yok olan “Y” kromozomuna nasıl kolaylıkla baskın çıkacağı aşikârdır.

Peygamber Efendimiz (asm)'in on beş asır önce mucizâne bir şekilde işaret ettiği, Bediüzzaman’ın daha yirminci asrın başlarındayken yorumladığı bu gerçek, bilim adamlarınca belki de henüz yeni yeni tespit ediliyor.

Böylelikle, Kur'ân'ın, Peygamberimiz (asm) hakkında “O ancak kendisine vahyolunanı söyler." (Necm, 53: 4) hükmü, bir kez daha tasdik edilmiş oluyor.

Dipnotlar:

(1) bk.Şuâlar, İkinci Makam.
(2) bk. 20.05.2007 Tarihli Akşam Gazetesi.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü