Belli bir dönemde çok risale okuduk, ancak aynı isteğimizi hep koruyamıyoruz. Vaktimizi hizmetle mi, yoksa şahsi okuma ile mi geçirmemizi tavsiye edersiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bir usta, bir doktor, bir mühendis olmak için insan en az on beş, yirmi yılını vermesi gerekiyor. Aynı şekilde İslam ilimleri noktasından da alim olabilmek için insanın uzun ve yoğun bir çaba ve gayret sarf etmesi gerekir. Eski dönemlerde medrese tahsili on beş yıl sürüyordu.
Diğer bir husus ise, bu zamanda İslam ilimlerini hakkı ile talim ve terbiye edecek kurum ve kuruluşlar olmadığı için, şahsi çabalar ile geçmiş ilimleri hazmederek, talim etmek çok zor bir hale gelmiştir. Yani bu zamanda şahsi çabalar ile Sadı Taftazine'ye ulaşmak çok zordur.
Lakin bu zamanda, iman ve akaid noktasında zamanın mühim bir alimi olmanın yolu vardır. Bu yol Risale-i Nurlar ile meşgul olmaktır. Üstad Hazretleri bu manaya şu ifadeler ile işaret ediyor:
"Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir."(1)
"Nur talebeleri, aynen, âli bir medresenin ve bir üniversite darülfünununun talebeleri gibi, ilmî muhabere vasıtasıyla ders alıyorlar. Büyük bir vilâyet bir medrese hükmüne geçer. Birbirini görmedikleri, tanımadıkları ve uzak oldukları halde birbirine ders veriyorlar ve beraber ders okuyorlar."(2)
"Birincisi: Nurun iki namzet talebesine Rehberden Leyle-i Kadirde ihtar edilen meseleyi okudum. Âhirinde, 'Beş on senede medrese hocalarının tahsil derecelerini, Nur şakirtleri on haftada kazanır.' dediğim aynı dakikada kalbe geldi ki:"
"Eski Said'in, on beş yaşında iken medrese usulünce on beş senede okunan ilmi, on beş haftada okumaya inâyet-i İlâhiye ile muvaffak olması gibi, rahmet-i Rabbâniye ile, Risale-i Nur dahi, ilm-i hakikatte ve imaniyede on beş seneye mukabil, bu medresesiz zamanda on beş hafta kâfi geldiğini, bu on beş senede belki on beş bin adam kendi tecrübeleriyle tasdik ediyorlar."(3)
Belki her alanda tam anlamı ile alim olmak mümkün olmayabilir. Ama Üstad Hazretlerinin ifadeleri ile iman ve akaid noktasında, Risale-i Nur ile anlayarak meşgul olmak bizi alim yapabilir. Zaten bir insanın her sahada mutlak derecede alim olması nadir, bazı insanlara has bir durumdur. Müceddid ve müçtehitler gibi.
İhtiyaç durumunda Ehl-i sünnetçe makbul olan kaynaklara müracaat etmek, ilim ve kemal yolunda güzel bir metottur. Risale-i Nurlarda hülasa geçilen yerlerin izah ve kapsamlı şeklini sair İslam kaynaklarından talim edebiliriz. Ama bu zamanda iman ve akaid sahasında otorite Risale-i Nurlardır, bunu iyi kavramak gerekir. Risale-i Nurları aksatmamak kaydı ile başka ilimlerle meşgul olmak güzeldir. Sair bütün ilmi müktesebatı, Risale-i Nur'un asrın fıtratına kazandırmış olduğu vizyon üzerine bina edilmelidir ve onun zaviyesinden incelenmelidir.
Risale-i Nur hizmeti, okuma üzerine bina edilmiştir. Bazen başkasın okuduğumuz bir ders, bizim de okuma ihtiyacımızı karşılamış oluyor. Her zaman aynı şevk ve istekle kitap okuyamayabiliriz. Talebelik dönemide atılan sağlam bir temel, müstakbel hayatımızda bizlere çok şey kazandırabilir.
Bir öğrenci, on beş sene talim görüyor ve bu süreçte durmadan ders çalışıyor. Ancak öğretmen olduktan sonra, aynı şekilde ders çalışmayabiliyor. Sınıfta anlattığı dersler onun için ders çalışma yerine de geçmiş oluyor. Konuları hatırlamak ve tekrar etmek gibi bir imkana ulaşıyor.
Bu yaklaşım Risalelerle hizmet edenler için de geçerlidir. Ama en güzel olanı elbette, her gün düzenli hem düzenli okumak hem de hizmet etmektir. Ancak unutmayalım ki, "bazen hasen ahsenden ahsendir."
Dipnotlar:
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a
(2) bk. Emirdağı Lahikası-II, (100. Mektup)
(3) bk. Şualar, On Dördüncü Şua, Muhtelif Mektuplar
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü