"Ben anladım ki, hastalık dua için verilmiş. Dua ile duayı, yani, dua kendi kendini kaldırmadığından, anladım ki, duanın neticesi uhrevîdir,.." izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, hastalık zamanında, hastalık elemini hiçe indirecek gayet hoş ve ferahlı, etrafında tezahür eden şefkatlerden ve acımak ve merhametlerden gelen lezzetler var. Hastanın duasının makbuliyeti ehemmiyetli bir meseledir. Ben otuz kırk seneden beri, bendeki kulunç denilen bir hastalıktan şifa için dua ederdim. Ben anladım ki, hastalık dua için verilmiş. Dua ile duayı, yani, dua kendi kendini kaldırmadığından, anladım ki, duanın neticesi uhrevîdir,(HAŞİYE) kendisi de bir nevi ibadettir ve hastalıkla aczini anlayıp dergâh-ı İlâhiyeye iltica eder. Onun için, otuz senedir şifa duasını ettiğim halde duam zâhirî kabul olmadığından, duayı terk etmek kalbime gelmedi. Zira hastalık duanın vaktidir; şifa duanın neticesi değil. Belki Cenâb-ı Hakîm-i Rahîm şifa verse, fazlından verir."
"HAŞİYE: Evet, bir kısım hastalık duanın sebeb-i vücudu iken, dua hastalığın ademine sebep olsa, duanın vücudu kendi ademine sebep olur; bu da olamaz."(1)
Hastalık ve musibetler duaya sebeptir. Bir şeyin sebebi ortadan kalktı mı, netice de ortadan kalkar. Mesela, adalet duygusu adaletli olmanın bir sebebidir. Bu duygu kalktığı zaman, adaletli olmak da kalkar. Hiçbir varlık, varlığını ayakta tutan ve zaruri sebebin ortadan kalkmasını istemez.
Dua da bir neticedir. Sebebi ise musibet ve hastalıklardır. Kimse duanın sebebini ortadan kaldırıp yok olmasını istemez. Öyle ise dua, musibetin kalkmasında illet değildir, illet Allah’ın sonsuz şefkati ve fazlıdır. Bu sebeple dua edildiği halde musibetin ber taraf olmuyor ise, demek ki, Allah’ın henüz hikmet ve şefkatinin vakti gelmemiş demektir. Yoksa dua kabul edilmiyor, neticesiz kalıyor denilemez.
Allah hikmeti gereği kullarına ibadet ve dua ettirmek istedi mi, musibetleri ve hastalıkları verir. Bunun ne zamana kadar devam edeceğini de yine O’nun hikmeti takdir ve tayin eder. İnsan duayı bu takdir ve tayini bozma vasıtası olarak görmemelidir.
Hastalığın kalkmasını istemek, dolaylı olarak duanın kalkmasını istemek demektir.
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a, On Yedinci Deva.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
burada Ustad aynı zamanda ihlas sırrına mi vurgu yapmış;yani duayı,kulluğu neticeye bağlamama..kul olduğu için ve o duanın vakti olduğu için eda etme..öyleyse burada hastalık,kişiye kul oldugunu,acziyetini hatırlatması zaten nimettir deyip,şifaya odaklanmama..bu tespitler doğru mu?
Duayı gerektiren bütün haller aslında dua vaktinin geldiğini bildiren işaretler türündendir. Nasıl akşam vakti akşam namazının geldiğini belirtiyor ise hastalıklar, belalar, musibetler, felaketlerde dua etmenin vaktinin geldiğini bildiriyorlar.
Duanın en büyük sırrı insanın acizliğini, çaresizliğini anlayıp Allah’a yönelmesi Ondan istimdat etmesi ve Ona istinad etmesidir. Burada hem ihlas hem acziyet hem kime dayanmamız gerektiği hem kimden yardım talep etmemiz gerektiği insana ihsas ettiriliyor ve insan gerçek anlamda bir kul olduğunun şuuruna erişiyor.
Dua sadece içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmaya vesile olan basit bir araç değildir duanın özünde ve içinde hem tevhit hem ihlas hem ubudiyet manası vardır. Ve insanın asıl yaratılış gerçeği de bu gibi şeylerdir. İnsan hayatında başına gelen bütün olumsuzlukları bu anlamı ile ibadete çevirmekle mükelleftir.
Şifa odaklı bir dua makbul değildir faydacılık zihniyetini hatırlatan ve ubudiyet ve ihlasın sırrına uygun olmayan bir davranış şeklidir. Bu sebeple musibet anında yapmış olduğumuz dua ve ibadetleri sadece ihlas ve ibadet bilinci ile yapmalıyız.
Zira hastalık duanın vaktidir; şifa duanın neticesi değil. Belki Cenâb-ı Hakîm-i Rahîm şifa verse, fazlından verir. Dua edin duanıza cevap vereyim ayeti kerimesi ile nasıl anlamalıyız yani dua edip Allahu Teala’dan bir şey isteme noktasında nasıl davranmalıyız
Biz sonuç odaklı dua etmekle değil ibadet ve zikir anlamında dua etmekle mükellefiz.Neticeyi nasıl verecek ne zaman verecek o Allah’ın bileceği bir iştir. Musibet ve hastalıklar dua ve ibadet vaktinin geldiğini haber veren işaretlerdir işareti kaldırmak Allah’a ait bir durumdur ve hikmetine bakar.
Allah sonsuz hikmet ve rahmet sahibidir ve insana kaldıramayacağı bir yükü yüklemez öyle ise biz hasta olduğumuzda şifa ve sonuç odaklı düşünmeyi bırakıp Onun rızasını kazanmaya kenetlenmeliyiz. O ne zaman şifa vereceğini çok iyi bilir öyle ise hastalıktan kurtulma niyet ve düşüncesini bırakıp o vakti ihlas ile ibadetle geçirmeye bakmalıyız bizi bizden iyi bilen ve düşünen Allah elbette şifa konusunun hesabını yapmaktadır.
Hem Allah’ın cevap vermesi illede istenen şeyin aynı ile verilmesi anlamına gelmiyor hikmeti uygun görürse aynı ile verir uygun değilse daha makbulünü ve daha hayırlısını verir. Sen erkek evlat istersin O sana Meryem gibi daha hayırlı bir kız evladı verir ya da hiç vermez duanın neticesinde cennete ki dereceni yükseltir ama mutlaka bir cevap verir.
İnsan isterken nefis ve menfaat odaklı ister ona göre tasavvur eder ama Allah sonsuz ilmi ve hikmeti ile seni değerlendirir senin hakkında en güzelini en hayırlısını düşünür ve ona göre verir bu yüzden neden ben istiyorum ama aynı vermiyor diye şikayet etmek doğru bir bakış açısı değildir.
Zira hastalık duanın vaktidir; şifa duanın neticesi değil. Belki Cenâb-ı Hakîm-i Rahîm şifa verse, fazlından verir. Allahu Teala’dan şifa istemek,hastalığın geçmesini istemek doğru değil mi veya dua ederken başka bir şey istemek . Yani kader planında bakarsak ben o duayı ettiğim için Allahu Teala bana şifa vermiş olmuyor mu
Şifa istemek duanın bir kalıbı vir formatı bir şeklidir aslı, esası ve özü değildir. Duanın özü ve aslı ibadettir şifa istemekte biçim ve şeklidir. Nasıl namazın kıyam, rüku ve sücud gibi bir şekli varsa şifa talep etmekte bu dua ibadetinin bir bir şekli bir biçimidir.
Mesela kader seni şifa duasını yapman için karın sancısına tabi tutuyor kader açısından bu sancı 2 hafta sürecek ama biz bunun 2 hafta süreceğini bilmiyoruz ve karın sancısının iyileşmesi ve şifası için dua ediyoruz Allah’ta şefkat ve hikmeti gereği 2 hafta sonra bu duanın zamanını bitiriyor olay bu kadar basit.
İnsan bu duayı bu bilinç ve şuur ile yapmalı yoksa sonuç odaklı sadece rahatı ve konforu için dua etmemelidir. Bizi bizden daha iyi bilen ve bize bizden daha şefkatli olan Allah elbette şifanın vaktini bilir ve gönderir ve bize kaldıramayacağımız yükü yüklemez.