"Bid’aların ref’ine Ehl-i Sünnet ve Cemaatin ekseriyetle hâlis duası bir şart ve bir sebeb-i mühim idi. Maalesef camilere Ramazan-ı Şerifte bid’alar girdiğinden, duaların kabulüne sed çekip ferec gelmedi." izah eder misiniz? Camideki bidatlar nelerdir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İşte bu sırra binaen, geçen Ramazan-ı Şerifte ve Kurban Bayramında ve daha başka vakitlerde, istihraca binaen veya keşfiyat nev'inden verilen haberler, muallâk oldukları şerâiti bulamadıkları için vukua gelmemişler ve haber verenleri tekzip etmiyorlar. Çünkü mukadder imiş, fakat şartı gelmeden o da vukua gelmemiş."

"Evet, Ramazan-ı Şerifte bid'aların ref'ine Ehl-i Sünnet ve Cemaatin ekseriyetle hâlis duası bir şart ve bir sebeb-i mühim idi. Maalesef camilere Ramazan-ı Şerifte bid'alar girdiğinden, duaların kabulüne sed çekip ferec gelmedi. Nasıl ki, sabık hadisin sırrıyla, sadaka belâyı ref' eder; ekseriyetin hâlis duası dahi ferec-i umumîyi cezb eder. Kuvve-i cazibe vücuda gelmediğinden, fütuhat da verilmedi."(1)

Resul-i Ekrem Efendimiz (asm.) şöyle buyuruyor: “(Dinde) Sonradan ortaya çıkan her şey bid’at’tır; her bid’at dalâlettir/sapıklıktır ve sapıklık insanı ateşe sürükler.” (Müslim, Cum'a 43, hadis no: 867, 2/592; Ebû Dâvûd, Sünne hadis no: 4606, 3/201; İbn Mâce, Mukaddime 7, hadis no: 45-46, 1/17; Nesâî, Iydeyn 22, 3/153)

Allah (cc) bid’at sahibinin, orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, (hayır yoluna) harcamasını, şâhitliğini kabul etmez. O kılın yağdan çıktığı gibi dinden çıkar.” (İbn Mâce, Mukaddime 7, hadis no: 49, 1/19)

Ezanın ve kametin Türkçe okunması, sarık yerine şapka takılması, camilerde müzikle ibadet edilmesi bidattır ve dine zıttır.

“Levh-i Mahv-İsbat ise, sabit ve daim olan Levh-i Mahfuz-u A’zam’ın daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vücud ve fenaya daima mazhar olan eşyada mütebeddil bir defteri ve yazar bozar bir tahtasıdır ki, hakikat-ı zaman odur.”(2)

Üstad Hazretlerinin yukarıdaki ifadelerinden; Levh-i Mahv-İsbat’ta bazı şartların ve ona bağlı olan hükümlerin değişebileceği anlıyoruz. Yani Allah, Levh-i Mahv-İsbat’ta bir hüküm verir ve bu hükmü bir şarta bağlar. Bazı kalp gözü açık evliyalar, bu kaderde yazılı olan şartlı hükmü görüp, son neticeyi göremeyebiliyor. Ve “filanca adam yetmiş yıl yaşayacak” diyor, aslında gördüğü doğru; ama bütününü ihata edemediği için, o adamın sağlığına zarar vermekle o hükmü bozarak ancak elli yıl yaşayacağını göremiyor. Bu yüzden, bu gibi evliyalara su-i izanda bulunmamak gerekir. Bu paragrafta bu inceliğe işaret ediliyor.

Dipnotlar:

(1) bk. Lem'alar, On Altıncı Lem'a.
(2) bk. Mektubat, Onuncu Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...