Bir insanın Risale-i Nur derslerine katılmasına ailesi engel oluyorsa, o insan ne yapmalı?
Değerli Kardeşimiz;
Bir evlat anne ve babasının yanında kalmıyorsa, onlara itaat ve hürmette kusur etmemek şartıyla, istediklerini yapmakta serbesttir. Anne ve babanın, yapılan hizmete veya gidilen ders yerlerine mani olmaya çalışmalarına kulak asılmaz. Ama o evlat anne ve babasını yanında kalıyorsa, daha hassas davranmak mecburiyetindedir.
Anne ve babasına daima hizmetin güzelliğini, derslerin ehemmiyetini ihsas etmelidir. Onlara her vesile ile iman hakikatlerinden ya okumak ya da iriticali olarak ders yapmaya çalışmalıdır. Elimizden geldiği kadar onların rahatsız olacağı zamanlarda derse gitmek değil de, rahatsızlık duymayacakları vakitlerde dershaneye gidip mütalaa veya hususi ders okumaya gayret edilmelidir.
Biraz sabır etmek suretiyle, zamanla her şeyin düzeleceğine kanaatimiz vardır. Ayrıca anne ve babanın kalbini kırmaya kesinlikle izin yoktur.
Esma Bintu Ebî Bekr (radiyallahû anha) anlatıyor:
"Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. Nasıl davranmam gerekeceği hususunda Hz. Peygamber (aleyhisselatu vesselam)'den sorarak :
'Annem yanıma geldi, benimle (görüşüp konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?' dedim. 'Evet, ona gereken hürmeti göster.' dedi." [Buharî, Hibe 28, Edeb 8, Müslim, Zekat 50 (1003); Ebu Davud, Zekat, 34 (1668)]
Hadiste zikri geçen, Esma'nın annesi hakkında birçok münakaşalar var. Bizim için hadisin ifade ettiği ahkam mühimdir. Anne ve baba kafir olsa bile, onlara karşı insani vazifelerimizi, evlatlık alaka ve hürmetini göstermek gerektiği anlaşılmaktadır. Hatta bu hadisten, kâfir bile olsa anne ve babaya nafaka vermenin vacip olduğu hükmü çıkarılmıştır.
Kâfir bile olsa anne ve babaya karşı hürmet etmek ve nafaka vermek meselesinin ehemmiyeti şuradan anlaşılmaktadır ki, yukarıdaki hadis üzerine vahiy gelmiş ve mesele Kur'an-ı Kerîm'de hükme bağlanmıştır:
"Sizinle din hususunda muharebe etmemiş, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış olanlara iyilik, onlara adaletle muamele etmenizden Allah sizi men etmez. Çünkü Allah, adalet yapanları sever."(Mümtahine, 60/8)
Müşrik bile olsa anne ve babaya hürmet hususunda şu âyet daha açıktır: (Mealen)
"Eğer onlar (ebeveyn) sence ilimde (yeni) olmadık herhangi bir şeyi bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy…" (Lokman, 31/15).
Bu açıklamlara göre, Müslüman olan bir anne baba ne kadar günahkâr olursa olsun, onlara saygı ve hürmette kusur etmemek lazım geldiği kendilğinden anlaşılır.
İtaat etmek ayrıdır, isyan etmek ayrıdır. Allah Teâlâ'ya isyan olmadıkça anne-babaya mutlak itaat emredilmiştir. O halde Allah'ın emrine aykırı olmayan her isteklerini yerine getirmek gerekir. Allah'ın emirlerine aykırı olan isteklerine ise uyulmaz; ama isyan da edilmez. Bu istrekleri yerine getirilmez ve sessiz kalınır. Hürmet ve saygı devam eder.
Kalpleri çeviren Allah'tır. Ona iltica etmek gerekir. Çocukların anne babalarına gösterdikleri bu sevgi, saygı ve hürmet onların kalplerinin yumuşamasına neden olabilir. Hedef ve gaye onları kazanmak olmalıdır.
Dinimiz teyze ve dayıyı anne yerinde, hala ve amcayı da baba yerinde kabul etmiştir. Bu sebeple onlara hürmet ve saygı anne babaya yapılmış gibi kabul edilmiştir. Onların haram isteklerine uyulmaz. Fakat saygı, hürmet ve sılayı rahimde kusur etmemek gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar