"Bir zaman, ihtiyarlığın başlangıcında, Eski Said’in gülmeleri Yeni Said’in ağlamalarına inkılâp ettiği hengâmda,.." Devamıyla izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Bir zaman, ihtiyarlığın başlangıcında, Eski Said’in gülmeleri Yeni Said’in ağlamalarına inkılâp ettiği hengâmda, Ankara’daki ehl-i dünya beni Eski Said zannedip oraya istediler, gittim. Güz mevsiminin âhirlerinde Ankara’nın benden çok ziyade ihtiyarlanmış, yıpranmış, eskimiş kal’asının başına çıktım. O kale, tahaccür etmiş hâdisât-ı tarihiye suretinde bana göründü."(1)

Gençlik döneminde hayat tozpembe olur, gaflet yoğun bir şekilde hükmettiği için, insanın hakikatleri görmesini engeller. Gençlikte akıldan ziyade his, heves ve nefis hükmettiği için, ağlanacak hâline güler, gülünecek hâline ağlar.

“Evet, cesedin genç iken lâtif, zarîf ve güzel gül çiçeğine benzerse de, ihtiyarlığında kuru ve uyuşmuş kış çiçeğine benzer ve tahavvül eder.” (Mesnevi-i Nuriye)

İnsan, ancak gençliğinin elinden uçması, ihtiyarlığın çökmesi, kuvvetinin gitmesi ve kabre doğru koştuğunu fark etmesiyle uyanır ama o zaman da iş işten geçmiştir.

Üstat, gençlik döneminde de Bediüzzaman idi. Şu var ki, o dönemde Müslümanların içtimaî hayatlarını İslam’a göre tanzim etmeleri için gayret gösteriyor, yanlış batılılaşma gafletine karşı kendi inancımızı ve kültürümüzü muhafaza etmemizin ehemmiyetini vurguluyordu. Yeni Said döneminde ise bütün gayreti iman hakikatlerini aklî ve naklî delillerle kalplere hâkim kılmada merkezleşti.

Yoksa “Eski Said’in gülmeleri” ibaresi, gafletli ve günahlı bir hayata işaret ediyor değildir.

(1) bk. Lem'alar, Yirmi Altıncı Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.843
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...