Biz müminler günah işlememekle yükümlüyüz, ama bazen nefsimize uyuyoruz. Nefsimize uymamak için ne yapmalıyız? Günahlardan kendimizi nasıl alıkoyabiliriz? Nur talebeleri olarak bize tavsiyeleriniz ne olur?
Değerli Kardeşimiz;
Günahlardan muhafaza olmak için tavsiyelerimizi maddeler halinde takdim edelim.
Evvela, Allah’ın emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmak olan ibadet, insan için bir yüktür. Bu yükü taşıyıp kaldıracak olan güç ise, sağlam bir imandır. Öyle ise ibadetleri yapabilmek için sağlam ve tahkiki imanı elde etmeye çalışacağız. Risale-i Nurlar bu zamanda böyle tahkiki ve sağlam imanı veriyor. Risale-i Nurlar ile çokça meşgul olup, sohbetlere devam edersek, inşallah o ibadeti kaldıracak iman gücünü kazanırız.
İkincisi, günahlar nasıl haram ve tehlikeli ise, ona götüren vesileler ve araçlar da aynı derecede tehlikeli ve haramdır. Öyle ise günahlardan kendimizi kurtarmak için, günahlara götüren vesilelerden ve araçlardan uzak durmalıyız. İslam buna sedd-i zerai, yani harama giden yolları kapamak ve tıkamak diyor. Mesela, zina büyük bir günahtır, harama bakmak ise zinaya götüren bir vesiledir. Öyle ise zinadan korunmak için ona götüren yollardan uzak durmalıyız.
Üçüncüsü, çevre ve arkadaş ortamımızı müttaki insanlardan seçmeliyiz. Yani günaha davet eden çevre ve arkadaşlardan uzak durmalıyız. Hayra ve hakka davet eden çevre ve arkadaşlıklar edinmeliyiz. İnsanların ekserisi çevreye göre şekillenir. Çevreyi kendine çeviren güçlü insanlar az bulunur. Öyle ise bizim gibi fasık-ı mahrum, yani günah işlemeye hazır olduğu halde fırsat bulamayan insanlar, daima günaha elverişli ortamlardan ve arkadaşlardan uzak durmalıdır.
Dördüncüsü, şehvetin en büyük ilaçlarından birisi riyazettir. Yani az yemek ya da oruç tutmak şeklinde şehveti köreltmektir. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm)'in bekarlara tavsiyeleri içinde "ya evlenin ya da oruç tutun" önerisi vardır. İmam Gazali "Karnı iyi doyanın gözü nikahta olur." tespiti de bu manaya işaret eder mahiyettedir.
Beşincisi, nefsin en çok yol bulduğu ortamlardan birisi de atalettir. Yani kişi faydalı ve hayırlı bir meşguliyet içinde değilse, mutlaka harama meyleder. Öyle ise nefsimizi boş bırakmadan, sürekli hayırlı bir meşguliyet içinde olmalıyız. Üstad Hazretleri bu hususa şu ifadeleri ile işaret ediyor:
"Zaten sükûn ve sükûnet, atâlet, yeknesaklık, tevakkuf, bir nevi ademdir, zarardır. Hareket ve tebeddül vücuttur, hayırdır. Hayat, harekâtla kemâlâtını bulur, beliyyat vasıtasıyla terakki eder. Hayat, cilve-i esmâ ile muhtelif harekâta mazhar olur, tasaffî eder, kuvvet bulur, inkişaf eder, inbisat eder, kendi mukadderâtını yazmasına müteharrik bir kalem olur, vazifesini ifa eder, ücret-i uhreviyeye kesb-i istihkak eder."(1)
"En bedbaht, en muztarip, en sıkıntılı, işsiz adamdır. Zira, atâlet ademin biraderzadesidir. Sa'y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır."(2)
Altıncısı, şayet günah işlemiş isek, tövbe ve istiğfar ve ardından yapılan bir iyilik ile onu imha etmemiz gerekir. Şayet tövbe ve istiğfar ile günah imha edilmez ise, devamına kapı açar ve kalbin kirlenmesine ve kasavetine sebep olur. Bu yüzden bolca ve samimi bir şekilde tövbe ve istiğfar etmeliyiz. Bu konu için İkinci Lem'a'yı okumanızı tavsiye ederiz. Orada geçen şu ifadelere bakalım:
"Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor."(3)
Dipnotlar:
(1) bk. Mektubat, On İkinci Mektup.
(2) bk. a.g.e., Hakikat Çekirdekleri.
(3) bk. Lem'alar, İkinci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Gayet tesirsiz etkisiz bir nasihat olmuş... Nefis ve şeytan ve içimizdeki şerre meyyal hissiyatlarimiz istidatlarimiz güç Bir şekilde ittifak edip biz aciz insanı günahlara düçar ediyor. Okumak çözüm ama kalıcı değil... Tekrar o günahları utanmadan sıkılmadan işliyoruz.