"Bu ise ıztırâbât-ı ruhiye ve teşevvüşat-ı akliyeye sebep olur. Bu da ruhları ve akılları firar ettirmekle Vâcibü’l-Vücuda iltica etmeye mecbur eder... Ve kalbler Onun zikriyle mutmain olur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bu ise ızdırabat-ı ruhiye ve teşevvüşat-ı akliyeye sebeb olur."
Kalbi tatmin ve aklı ikna etmeyen bu gibi yanlış düşünceler ruha ızdırab verir, aklı karıştırır.
"Bu da ruhları ve akılları firar ettirmekle Vâcib-ül Vücûd’a iltica etmeye mecbur eder."
Bozulmamış bir kalb ve sönmemiş bir akıl, bu gibi yanlış kararlardan uzak durur, kaçar, firar eder. Hem, eşyanın kendi kendine olduğu düşüncesinden, hem de onu sebeplerin yaptığı fikrinden de kaçarak “Vâcib-ül Vücûd’a iltica” eder. Yani bütün bu mümkin varlıkların ancak vacib bir yaratıcıları olduğu hakikatine ulaşır.
Eşyanın yaratılışı Vâcib-ül Vücûd olan Allah’tan bilindiği takdirde müşkilat kalmaz. Her şey, O’nun sonsuz kudretiyle kolaylıkla îcâd edilir. Bunu her kalb ve akıl rahatlıkla kabul eder. Bunun dışındaki şıklar müşkil, hattâ imkânsızdır.
Bir âyet-i kerîmede şöyle buyurulur:
“O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir.” (Saffât Suresi, 37/5)
Meselâ, bir meyveyi yapacak zâtın göklere ve yere gücü yetmesi gerekir. Güneşi yandırmaya, denizleri buharlaştırmaya, buharları rüzgâra bindirip muhtaç beldelere ulaştırmaya, o yerlere yağmur olarak tane tane indirmeye gücü yetecektir.
Dünyayı döndürmeye baharı getirmeye gücü yetecektir.
Çekirdeğin içine ağacın tamamının planını koymaya gücü yetecektir.
Çekirdeği açmaya, yeryüzüne çıkarmaya, büyütüp ağaç haline getirmeye gücü yetecektir.
İşte bütün bu müşküller,
“Onun kudretiyle hâllolur. Ve açılmaz düğümler, Onun iradesiyle açılır.” "Ve kalbler Onun zikriyle mutmain olur."
Kalbler, Allah’a iman ile sıfatlarının sonsuz kemalde olduğunu bilmekle, bütün isimlerinin ve fiillerinin son derece mükemmel, hikmetli ve güzel olduğunu hatırlamakla mutmain olur. Yâni, hem kendi varlığını hem de bu varlık âlemini ancak Allah’ın birer eseri olarak bilen insanın kalbi mutmain olur. Hiçbir beşerî cereyan, hiçbir batıl inanç, hiçbir sapık fikir akılları ve kalpleri tatmin edemez.
Nitekim kalbin yaratıcısı şöyle buyuruyor:
“Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 13/28)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü