Can sıkıntısının iman kuvvetiyle ilişkisi var mı? Nur talebelerinde, Kur'an ve iman ilimlerini tahsilden sonra, can sıkıntısı, zevk alamama, hiçbir şey yapamama gibi hâller olur mu?
Değerli Kardeşimiz;
İmandaki kemal ve fazilet; imanın kuvvetine orantılıdır. İman ne kadar kuvvetli ise, imandaki kemal ve fazilet de o nispette tezahür eder. Yoksa imanın kemal ve fazileti her mümin ya da Nur talebesinde aynı oranda tezahür ediyor denilemez. Üstad Hazretleri bu inceliğe şöyle işaret ediyor:
"İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve, imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir. 'Tevekkeltü alâllah' der, sefine-i hayatta kemâl-i emniyetle, hâdisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadîr-i Mutlakın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra, saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa, tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları, uçmasına değil, belki esfel-i sâfilîne çeker."(1)
"Evet, tam münevverü'l-kalb bir âbidi, küre-i arz bomba olup patlasa, ihtimaldir ki, onu korkutmaz. Belki, harika bir kudret-i Samedâniyeyi lezzetli bir hayretle seyredecek."(2)
İnsanın başına gelecek muhtemel musibetlerden ve belalardan korkması, imandaki zafiyetten ileri geldiğini Üstad Hazretlerinin yukarıdaki ifadelerinden çok net anlıyoruz. Ama imanın da çok mertebeleri olmasından dolayı, her korkan insana imansız ya da imanı zayıf demek doğru olmaz. Üstad Hazretlerinin ifadesi ile insan imanının kuvvetine göre hadiselerin baskısından etkilenir. Yani iman ne kadar kuvvetli ise, musibet ve belalar o kadar az tesir eder ya da hiç tesir etmez.
İmanı kemale ulaşmış büyük alim ve evliyalarda can sıkıntısı, stres, huzursuzluk gibi ruhi marazlar görülmüş değildir; lakin manevi terakki için onlarda da kabz-bast halleri görülmüştür. Kabz-bast hallerini can sıkıntısı ile karıştırmamak gerekir.
Dipnotlar:
(1) bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz.
(2) bk. a.g.e., Üçüncü Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü