Cemaatin önemi hakkında Risalelerde bilgi var mıdır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bu konu hakkında Risale-i Nurlarda doğrudan bir izah ve tafsil yoktur, lakin bu manaya işaret eden bazı noktalar vardır; biz onlardan bir kaçını takdim edelim:

"İşte, hacda pek kesretli Allahu ekber denilmesi şu sırdandır. Çünkü, hacc-ı şerif, bil'asale herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubudiyettir. Nasıl ki bir nefer, bayram gibi bir yevm-i mahsusta, ferik dairesinde, bir ferik gibi padişahın bayramına gider ve lütfuna mazhar olur. Öyle de, bir hacı, ne kadar âmi de olsa, kat-ı meratip etmiş bir velî gibi, umum aktâr-ı arzın Rabb-i Azîmi ünvanıyla Rabbine müteveccihtir, bir ubudiyet-i külliye ile müşerreftir. Elbette, hac miftahıyla açılan meratib-i külliye-i Rububiyet ve dürbünüyle nazarına görünen âfâk-ı azamet-i Ulûhiyet ve şeâiriyle kalbine ve hayaline gittikçe genişlenen devâir-i ubudiyet ve meratib-i kibriyâ ve ufk-u tecelliyatın verdiği hararet, hayret ve dehşet ve heybet-i Rububiyet Allahu ekber, Allahu ekber ile teskin edilebilir. Ve onunla, o meratib-i münkeşife-i meşhude veya mutasavvire ilân edilebilir."

"Hacdan sonra, şu mânâ-yı ulvî ve küllî muhtelif derecelerde, bayram namazında, yağmur namazında, husuf, küsuf namazında, cemaatle kılınan namazda bulunur. İşte, şeâir-i İslâmiyenin, velev sünnet kabilinden dahi olsa ehemmiyeti şu sırdandır."(1)

"Arkadaş! نَعْبُدُ ’deki ن ’un ifade ettiği cem’ ve cemaat, fikri ve kalbi ayık olan musallînin nazarında sath-ı arzı bir mescid şekline getirir. Ve bütün mü’minlerden teşekkül etmiş, şarktan garba kadar dizilmiş safları hâvi o cemaat-i kübrâ içinde namaz kıldığını ihtar ettirir."

"Ve keza, لاٰ اِلٰهَ ِالاَّ اِللهُ olan kelime-i zikriyeyi bir insan vird-i zeban ettiği zaman, zamanı bir halka-i zikir tahayyül etmekle, o halkanın sağ tarafı olan mâzi cihetinde enbiyanın, sol tarafı olan istikbal cihetinde de evliyanın oturup cemaatle zikrettiklerini ve kendisi de, o cemaat-ı uzmâ içinde bulunarak şu kubbe i minâyı dolduran yüksek, İlâhî ve tatlı sadâlarına iştirak ettiğini tahayyül etsin. Kuvve-i hayaliyesi daha keskin olanlar da kâinat mescidinde bütün masnuatın teşkil ettikleri halka-i zikirlerine girsin, şu fezayı velvelelendiren o sadâları dinlesin."(2)

Cemaatle kılınan namazlarda veya ibadetlerde, Allah en ami kulunu bile veli derecesinde kabul edip ona büyük sevaplar vermesi çok hoş ve manidar bir tespittir. Burada velayeti kazanan sır cemaatin şahs-ı manevisidir. Yani Allah bu şahs-ı maneviyi muhatap alıp öyle muamele ediyor. Ama ferdi ibadetlerde bu manayı yakalamak kolay değildir, en azından ami ve avam insanlar için bu çok zordur.

Ayrıca her bir fert her hususta mükemmel olamıyor, yalnız birkaç noktada mükemmel olabiliyor. İşte cemaat manası bu dağınık ve dağılmış mükemmellikleri toplayan ve mükemmel bir fert haline dönüştüren mükemmel bir iksirdir. Bu iksirden faydalanmanın yolu cemaat manasına iltica etmektir.

Hem Üstad Hazretlerinin bu ifadelerinden hareketle cemaatin şeklini ve boyutlarını tefekkür kuvveti ile mazi ve müstakbele yaymakta mümkündür. Sadece hazır haldeki cemaatle iktifa edilmez. Bu bakış açısı Risale-i Nurların orijinal bir tespitidir.

Dipnotlar:

(1) bk. Sözler, On Altıncı Söz

(2) bk. Mesnevî-i Nuriye, Katre

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...