"Cenâb-ı Hakkın Âdil ismi Hakîm burcunda, Rahmân ismi Kerîm burcunda, Rahîm ismi Gafûr burcunda (yani mânâsında), Bâis ismi Vâris burcunda, Muhyî ismi Muhsin burcunda, Rab ismi Mâlik burcunda tulû ettiler." İsim aktarmalarının hikmeti ile birlikte izahı?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte bu âlemi bu zulümat içinde gördüğüm anda, kalb ve ruh ve aklımla beraber bütün letâif-i insaniyem, belki bütün zerrât-ı vücudum feryatla ağlamaya hazırken, birden Cenâb-ı Hakkın Âdil ismi Hakîm burcunda, Rahmân ismi Kerîm burcunda, Rahîm ismi Gafûr burcunda (yani mânâsında), Bâis ismi Vâris burcunda, Muhyî ismi Muhsin burcunda, Rab ismi Mâlik burcunda tulû ettiler. O âlem-i insanî içindeki çok âlemleri tenvir ettiler, ışıklandırdılar ve nuranî âhiret âleminden pencereler açıp o karanlıklı insan dünyasına nurlar serptiler."(1)
Allah’ın herbir isminin tecelli dairesi vardır. Bir dairede bir isim hâkim ve galip iken, diğer isimler ise o ismin emrinde ve gölgesinde tecelli ederler.
Mesela, Rahman ismi yani şefkat mânası, Kerîm isminin dairesinde çok bariz olarak tecelli edip kendisini ilan ediyor. Ama bu dairede Kerîm ismi yani ikram ve ihsan mânası galip, diğer isimler ise ona tâbidir ya da onun zımnında tecelli ediyorlar.
Allah’ın isimlerinin birbirlerinin üstünde görünüp birbirlerinin burcunda tulû etmesi; her bir ismin o dairede hâkim ve galip olması demektir. Yani fiilin vuku bulması bütün isimlerin o fiilde tecelli etmesi ile mümkündür. Lakin fiilin mahiyetine göre, bir isim o fiilde galip diğer isimler ise ona tâbidir. Bu sebeple bir fiilde bütün isimler zımnî olarak tecelli ederler. Bu da isimlerin birbirlerinin dairesinde görünmelerini ve tulû etmelerini temin ediyor.
Hakim burcu, Hakim isminin galip olduğu tecelli dairesi iken, Âdil ismi bu dairede kendini zımnî olarak ilan ve ispat ediyor demektir. Mesela, burnun yüzdeki şekli, büyüklüğü hem hikmet mânasında Hakim ismi, hem de diğer âzalar ile olan tenasüb noktasından Âdil ismi tecelli ve tezahür ediyor. Şayet burun mevcut şeklinden daha büyük olsa idi hem Hakim ismine hem de Adil ismine uygun düşmezdi. Her âzanın yerli yerinde ve belli bir büyüklükte olması hem Hakim ismini hem de Âdil ismini ilan ediyor.
İnsanların varlıkları, Allah’a emanet edilen bir miras gibidir ki; bu mâna Vâris ismi ile yâd ediliyor. Ölüm ise insanın varlığını zahiren yok ediyor, şayet yeniden dirilten mânasına gelen Bâis ismi insana ikinci bir diriliş nimeti vermez ise insanın mirası yok olacak. Bu yüzden Bâis ismi Vâris isminin burcunda, yani dairesinde yıldız gibi parlıyor ve kendini ilan ediyor.
Muhyi ismi hayat veriyor, Muhsin ismi de hayatın idamesi için harika hediyeler yağdırıyor, mükemmel ikramlar ihsan ediyor. İki isim birbiri içinde tecelli ve tezahür ediyor.
Malik ismi bütün mülkü kendi adına zapt ediyor, sonra Rab ismi devreye girip bütün o mülklerde tedbir ve tasarrufunu gösteriyor. Malik olmayan Rab da olamaz. Zira rububiyet ancak kendi mülkünde tezahür edebilir. Bütün isimlerin birbiri ile böyle ince ve latif münasebetleri bulunuyor...
(1) bk. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Beşinci Risale.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü