"Duvarda büyük bir âyinesi varsa, her birinin noksansız, parçalanmadan, birer lâmba, oda ile beraber âyinesine girer." Buradaki "oda ile beraber" ifadesi niçin kullanılmış olabilir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"O iştirak edenlerin her birinin bir duvarda büyük bir aynası varsa, her birinin noksansız, parçalanmadan, birer lâmba, oda ile beraber aynasına girer. Aynen öyle de emvâl-i uhreviyede sırr-ı ihlâs ile iştirak ve sırr-ı uhuvvet ile tesanüd ve sırr-ı ittihad ile teşrikü'l-mesâi, o iştirak-i a'mâlden hâsıl olan umum yekûn ve umum nur her birinin defter-i a'mâline bitamâmihâ gireceği, ehl-i hakikat mâbeyninde meşhud ve vakidir. Ve vüs'at-i rahmet ve kerem-i İlâhînin muktezasıdır."(1)

Ayna şeffaf olduğu için, sadece lambayı değil, lamba ile beraber odayı da içine alır. Nasıl, gökyüzü, Güneş ve yıldızları ile beraber bir şeffaf su damlasında görünüyorsa, aynı şekilde lamba ve oda da aynanın içinde bulunur.

Odanın dâhil edilmesi, şeffafiyet sırrının tekit ve teyidi içindir. Yani duvara asılan her bir aynaya, oda ve lamba bölünmeden ve parçalanmadan girer, denilerek, şeffafiyet sırrının hakikati ifade ediliyor.

"Meselâ: Şemsin feyz-i tecellisi olan timsali ve aksi, denizin yüzünde ve denizin her bir katresinde aynı hüviyeti gösterir. Eğer küre-i arz, perdesiz güneşe karşı muhtelif cam parçalarından mürekkeb olsa; şemsin aksi, her bir parçada ve bütün zemin yüzünde müzahametsiz, tecezzisiz, tenakussuz bir olur. Eğer farazâ şems, fâil-i muhtar olsa idi ve feyz-i ziyasını, timsal-i aksini iradesiyle verse idi; bütün zemin yüzüne verdiği feyzi, bir zerreye verdiği feyzden daha ağır olamazdı." (29. Söz)

Bilindiği gibi, Allah’ın bir ismi Nur’dur ve bütün esması nuranîdir. Üstad Hazretleri Güneş için “Nur isminin kesif bir zılali” ifadesini kullanıyor. İşte bu temsilde, Nur isminin bir gölgesi hükmünde olan güneşin, bütün aynalarda birlikte tecellî etmesi nazara verilerek, İlâhî isimlerin eşyada çok kolay tecellî ettiği, bir tecellinin diğerine mâni olmadığı bütün kalplere kabul ettiriliyor.

Güneş bir zerreye verdiği feyzi, bütün zemin yüzüne de aynı kolaylıkla verebilmektedir. Bu harika misali bütün İlâhî isimler için tatbik edebiliriz. Meselâ, Rezzâk ismi bir nurdur, her bir rızık ise o nurdan nasiplenen bir lem’a gibidir. Cenâb-ı Hak Rezzak isminin tecellisiyle, bir sineği, bir böceği rızıklandırdığı gibi, aynı kolaylıkla zemin yüzündeki bütün canlıları ve her bir canlının da bütün hücrelerini rızıklandırmaktadır.

(1) bk. Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.559
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...