"...ekser dağların zelzele veya bazı hâdisat-ı arziye suretinde tecelliyat-ı celaliye ile o dağların yüksek zirvelerinden o haşyet verici tecelliyat-ı celaliyenin zuhuruyla..." Depremin ve diğer arzî hadislerin farklı gaye ve maksatları neler olabilir?
Değerli Kardeşimiz;
Zelzele, öncelikle, Celîl (azamet ve celâl sahibi), Kahhar, Müzill (zillete düşürücü, izzete son veren), Kadîr gibi bir kısım esmanın tecellisidir. Her tecelli gibi bunda da bilemeyeceğimiz hikmetler ve rahmetler gizlidir. Erzincan Zelzelesi münasebetiyle kaleme alınan On Dördüncü Söz’de Üstadımızın o zelzele hakkındaki değerlendirmeleri yer almış bulunuyor.
Nurlarda “Musibet cinâyetin neticesi ve mükâfatın mukaddemesidir.” buyurulur. Bu açıdan baktığımızda hangi zelzelenin ne gibi cinayetlere bir ceza olarak icra edildiğini tam olarak bilemeyeceğimiz gibi, onun arkasında gizli olan uhrevî neticeleri de tam idrak edemeyiz. Sadece bazı tahminlerde bulunmakla yetiniriz. Bu gibi ince ve derin hikmetler ancak Cenab-ı Hakk’ın ilham yoluyla has kullarına bildirmesiyle bilinebilir.
“Ehl-i velâyet gaybi olan şeyleri bildirilmezse bilmezler.”(1)
Öte yandan, zelzelenin Zilzal suresinde haber verilen büyük zelzeleyi hatırlatma yönü bizler için çok ehemmiyetlidir. Bir zelzelede koca bir şehri altüst eden kudret, kıyamette dağları uçuracak, denizleri yandıracak ve bu dünya hayatına tümüyle son verip yeni bir sayfa açacaktır.
Zelzele hadisesi, sönecek bir hayata ve yıkılacak bir dünyaya lüzumundan fazla gönül bağlamanın manasızlığını en açık ve çarpıcı şekilde ders verir.
1) bk. Kastamonu Lahikası, 120. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü