"Elbette, böyle bir insanın Mâbudu, Rabbi, melcei, halâskârı, maksudu öyle bir Zat olabilir ki, umum kâinat Onun kabza-i tasarrufunda, zerrat ve seyyârat dahi taht-ı emrindedir." cümlesini "kabza-i tasarruf" ile birlikte izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kabza-i tasarruf, bir şeyi avcunun içinde tutmak; bir şeye hâkim, galip ve vakıf olmak manalarına geliyor.

Kabza yani avuç burada mecazi bir manada kullanılmıştır. Zira Allah cisimden mukaddes ve müberradır.

Bu gibi teşbihler ve mecazlar biçok âyet ve hâdislerde de mevcuttur. Bunlardan bazılarını misal olarak verelim.

"Allah'ın eli kulların ellerinin üstündedir." (Feth Suresi, 48/10)

"Sadece Rabbinin veçhi bakidir." (Rahman Suresi, 55/27)

"Benim nefsimdekini bilirsin; fakat ben senin nefsinde bulunanı bilmem." (Maide, 5/116)

"Allah, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri altı günde yaratmış, sonra da Arş'ın üzerine istivâ etmiştir." (Secde Suresi, 32/4)

“Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir.” Cenab-ı Hak, cisimden münezzeh olduğundan O’na el isnat edildiğinde akıl ile nakil arasında muhalefet görünür. Ustad Hazretleri Muhakemat adlı eserinde şöyle buyurur:

Akıl ve nakil teâruz ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil te’vil olunur.”

Bu durumda akıl esas alınarak nakil tevil edilir. Bu kaideye binaen tefsir âlimleri âyette geçen “el” kelimesini “Allah’ın kudretinin ve gücünün her şeye yettiği” şeklinde tevil etmişlerdir.

Tasarruf; idare ve yönetmek demektir. Allah’ın kâinatı mutlak manada tedbir ve tedvir etmesini Kur’an istiva teşbihi ile ifade ediyor. Evet, âyetlerde Allah'ın yeri ve gökleri yarattıktan sonra arşı istiva ettiği bildirilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...