"Evet, bir gözsüz akrep ve ayaksız bir yılan gibi haşerata mağlup olan insana bir küçük kurttan ipeği giydiren ve zehirli bir böcekten balı yediren, onun iktidarı değil, belki onun zaafının semeresi olan teshir-i Rabbânî ve ikram-ı Rahmânîdir." İzahı?
Değerli Kardeşimiz;
Bir incir çekirdeği, nihayetsiz kudrete dayanmadan onun namı ile hareket etmeden, incir ağacını taşıyamaz, ona kaynaklık edemez.
Bir arı, Allah’ın sonsuz ilim ve kudreti olmadan, o mükemmel bal tatlısını icat edemez.
Gözsüz ve şuursuz ipek böceği Allah’ın isim ve sıfatları olmadan o ipeği dokuyamaz.
Ağaç da arı da ipekböceği de birer sebeptir, iş gören sonsuz ilim, mutlak irade ve nihayetsiz kudret sahibi Allah’tır.
Üstad Hazretleri bu hakikati akla yaklaştırmak için şöyle bir temsil getiriyor:
"Evet. Nasıl ki, görsen, bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı. Yakinen bilirsin, o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki o bir askerdir, devlet namına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinad eder."(1)
Sebepler gayet adi ve basit iken, onlardan meydana gelen neticeler gayet sanatlı ve mükemmeldir. Bu da gösteriyor ki neticeleri icat edip vücuda getiren sebepler değil, sebeplerin arkasında iş gören Allah'ın ezelî ve ebedi sıfatlarıdır. Sebepler, acizlik ve fakirlik perdesi ile o sıfatlara işaret ediyorlar.
Diğer bir nokta da insana bu gibi âciz ve fakir şeylerin eli ile o güzel ve tatlı ikramları yediren, insanın kudret ve kuvveti değil, acizliği ve zaafıdır.
1) bk. Sözler, Birinci Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü