"Evet, Güneş bir meyvedardır, silkinir tâ düşmesin seyyar olan yemişleri. Eğer sükûnuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar, ağlar fezada muntazam meczubları." Güneş’in meyveleri nelerdir, izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur’da yer alan
"... Evet, Güneş bir meyvedardır, silkinir ta düşmesin seyyar olan yemişleri. Eğer sükûnuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar, ağlar fezada muntazam meczubları."(1)
ifadesi ile münasebeti bulunan diğer ifadeler şu şekildedir;
"… Güneş nurani bir ağaçtır, seyyareler onun müteharrik meyveleri. Ağaçların hilafına olarak, güneş silkinir, ta o meyveler düşmesin. Eğer silkinmezse düşüp dağılacaklar. Hem tahayyül edebilir ki, şems meczup bir serzâkirdir. Halka-i zikrin merkezinde cezbeli bir zikreder ve ettirir." (2)
“… Sâni-i Hakîm, işlerine esbab-ı zahiriyeyi perde ettiğinden, cazibe-i umumiye namında bir kanun-u İlâhîsiyle, sapan taşları gibi, seyyareleri Güneş'le bağlamış ve o cazibeyle muhtelif, fakat muntazam hareketle o seyyareleri daire-i hikmetinde döndürüyor ve o cazibeyi tevlit için, Güneş'in kendi merkezinde hareketini zahiri bir sebep etmiş.”(3)
Cenab-ı Hakk'ın kainatta vazettiği bütün düsturlar ve yarattığı her şey, kendisini tanımamız için birer vasıtadır. Kur’an kitabı bu düsturları kelam sıfatının tecellisi ile bize anlattığı gibi, fen ilimleri de aklın müşahedesi ile bu düsturları anlamaya ve kavramaya gayret göstermektedir.
Semada deveran eden büyük kütleli cisimlerin mahiyet ve hareketleri ile ilgili ortaya konan fenni hakikatler, uzun yüzyıllar süren gözlemlerin sonucudur. Kütleli her cisim arasında bir cezbenin, bir çekimin olduğu; kütle arttıkça çekimin fazlalaştığı gözlemler ile sabittir. Kütle ile ortaya çıkan çekimin sebebi ise fizik ilmi tarafından açıklanmış bir konu değildir. Kütle-çekim yasaları veya uzay-zamanın kütle tarafından eğilmesi ile ilgili teoriler, kütlenin sebep olduğu neticeleri açıklamakta, fakat kütle çekimin kaynağına atıfta bulunmamaktadır. Ayrıca, kütleli bir cismin dönüşü ile bu kütlede meydana gelen çekim arasında bir münasebet olup olmadığı ile ilgili yapılan teorik çalışmalar da net bir sonuca ulaşmış değildir.
Risale-i Nur'da ifade edilen hareket ve cazibe arasındaki münasebete yapılan atıfı, şu ana kadar ortaya konulmuş fenni herhangi bir düsturun tekrarı veya teyidi şeklinde algılamamak gerekir. Bu ifadelerdeki hakiki maksat, semavi cisimlerin yaptığı muazzam dönüş hareketleri ile bunları bir arada tutan cezbenin hassas dengesinin ilm-i muhit, rububiyet-i mutlaka ve hikmet-i ammeye nasıl bir delil olduğunu göstermektir.
Bununla birlikte yine de Risale-i Nur'da yer alan bu ulvi ifadelerin fenni bir hakikate işareti olup olmadığını merak eden zata deriz ki:
Güneş sisteminin oluşumu ile ilgili ortaya atılan muteber bir teoriye göre(4) “Güneş sistemi milyarlarca yıl önce bulutumsu bir disk şeklinde olup, gezegenler de bu sistemin bir parçası olarak dönüş hareketi yapmaktaydı. Merkezde Güneş olacak şekilde gezegenler zaman içerisinde bulutumsu yapıdan beslenerek şimdiki hallerini almışlardır. Gezegenler ve Güneş arasında yer alan bulutumsu yapıya ait gaz ve toz ise zamanla Güneş sistemi dışına yayılmıştır.”
Bu teoriye göre gezegenler Güneş sisteminin yani Güneş'in disk şeklindeki ilk formunun parçaları yani meyveleri denilebilir. Güneş sistemini oluşturan bulutumsu diskin yaptığı dönüş, tüm Güneş sistemine ait olup bu dönüşün merkezi Güneş'tir. Bu durumda merkezin dönüşünde husule gelecek bir durgunluk, muhitin de durması demektir ki neticede Güneş sisteminin toplam hareketi, bulutumsu diskin hareketinin devamı niteliğindedir. Kütleli cisimlerin hızlarında meydana gelecek bir değişim, eylemsizlik ilkesi gereği ivmelenmeye sebep olur.(5) Güneş'in ve dolayısıyla Güneş sisteminin dönüşünün durması ve gezegenlerden biri olan dünyanın Güneş etrafındaki 107.200 km/saat’lik çok büyük yörünge hızının sadece bir saniyede sıfırlandığını hayal edelim. Hızın değişimi sonucu dünyanın merkezine değil dünyanın yüzeyine teğet olan 30.000 m/s2’lik bir ivme husule gelecektir. Çekim ivmesi 10 m/s2 olan dünya ve 274 m/s2 olan güneşle karşılaştırıldığında ne kadar büyük bir ivme oluşacağı aşikardır. Böyle bir ivme sadece dünya yüzeyindeki cisimleri değil, dünyanın kendisini de uzayın boşluğuna savuracaktı.
Bu fenni hakikatler ışığında bakıldığında, Risale-i Nur'da geçen ifadelerin nasıl muhteşem bir düzene ve düzenin sahibi olan Allah’a işaret ettiği açıkça görülmektedir.
Dipnotlar:
1) bk. İşarat’ül İ’caz, Bakara Suresi, 23-24. Ayet Tefsiri, Haşiye.
2) bk. Sözler, Yirmi Beşinci Söz, Birinci Şule.
3) bk. age.
4) T. J. J. (1909). The Past History of the Earth as Inferred from the Mode of Formation of the Solar System. Proceedings of the American Philosophical Society, 48(191), 119–128. http://www.jstor.org/stable/983817.
5) Andrew Motte's English translation: Newton, Isaac (1846), Newton's Principia: the mathematical principles of natural philosophy (3rd edition), New York: Daniel Adee, p. 73.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Sükûtuyla sükûnet etmesi ne demektir? Teşbih mi var aynı hakikat mi?
Güneşin farklı dönüş hareketleri bulunur. Bu hareketleri içerisinde kendi etrafında dönüşü de yer alır. Özellikle doğudan batıya olacak şekilde güneşin belli bir eksen eşliğinde dönüşü bulunmaktadır. Güneşin bu hareketi sayesinde etrafında ki gezegenler onun çekim gücü ile etrafında dururlar.
Şayet güneş sükut etse çekim gücü gider çekim gücü gidince etrafında ki gezegenler dağılır. Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş etrafında dönmesinin nedeni Güneşin kütlesi doğrultusunda uzay-zamanı bükmesi ve bir yörünge oluşturmasıdır.