"Evet, o burhanın şahs-ı manevisine bak: Sath-ı Arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber... Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Şahs-ı manevi" ifadesi, Allah Resulünün (asm.) peygamberlik görevindeki ulvî mertebesini, tebliğ sahasının genişliğini ve manevi mertebesinin yüksekliğini nazara verir. Diğer peygamberler tebliğ ve irşat görevlerini belli bir bölgede ve belli bir kavim içinde icra ettikleri halde, ahir zaman peygamberi olan Allah Resulü (asm.), kıyamete kadar gelecek bütün bir insanlık âlemi için elçi olarak gönderilmiştir. Bu sebeple onun mescidi bütün yerküresidir.
Ayrıca, İslâm’da belli mekânlarda ibadet etme zorunluğu yoktur; bütün yeryüzü mescittir. Yeryüzü mescit olunca ona bir minber ve bir mihrap gerekir. İşte Mekke bu arz küresinin mihrabıdır. Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar namazlarını bu mihraba dönerek kılarlar. Medine ise minberdir. Yani, İslâm’ın insanlık âlemine duyurulması her ne kadar Mekke’de başlamışsa da büyük inkişaf hicretten sonra ve Medine’de gerçekleşmiştir.
Resul-i Ekrem Efendimiz (asm.) Medine minberinden bütün insanlara hutbesini okumuş, Allah’ın varlığını ve birliğini, emir ve yasaklarını tebliğ etmiştir. Bu tebliğe iman ile karşılık verenlere imam olmuş, yani onların her bakımdan uyup taklit ettikleri bir “ibadet ve rıza modeli” olmuştur.
O Hak elçisi sadece ehl-i imana imam olmakla birlikte hitabını, yani tebliğini bütün insanlara yapmıştır.
O Zat (asm) bütün enbiyanın reisidir, zira bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi en mükemmel olarak onda (asm) ve onun dininde tahakkuk etmiştir.
Yine o Zat (asm) bütün evliyanın da seyyidi, efendisidir. Bütün canlılara bir tek güneşten ziya akıtılması gibi, bütün velilerin kalplerine de feyizler onun vesilesiyle gelmiştir ve gelmektedir. Bu manayı Üstat Hazretleri şöyle ifade eder:
“Evet, Nebiyy-i Zîşân'ın Makâm-ı Mahmûd'u, İlahî bir maide ve Rabbanî bir sofra hükmündedir. Dağıtılan lütuflar, feyizler, nimetler o sofradan akıyor.”(1)
1) bk. Mesnevî-i Nuriye, Hubab.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü