“Evet, o zat, Cenab-ı Hakk'ın rızasını ve cennette mülâkat ve rü'yetiyle saadet-i ebediyeyi istiyor.” cümlesini açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Kelam, konuşma demektir. Allah'ın sübutî sıfatlarındandır. Allah, Kelam sıfatı ile peygamberler vasıtasıyla emir ve yasaklarını kullarına bildirir. Ancak konuşmasının mahiyeti bilinemez.
Bu hususta birçok âyet vardır. Bazılarını takdim edelim:
"Musa, tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmaya gelip de Rabb'i onunla konuşunca... " (A'raf, 7/143),
"De ki: Rabbimin sözleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce deniz tükenir." (Kehf, 18/109)
"Ve eğer ortak koşanlardan biri güvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allah'ın sözünü işitsin... " (Tevbe, 9/6) ve
"Kıyamet günü Allah ne onlarla konuşacak ve ne de onları temizleyecektir." (Bakara, 2/ 174)
"Allah onlarla asla konuşmaz" ayeti inkârcılar hakkındadır. Cenâb-ı Hak bunu tehdid makamında zikrettiği için, bunun onlara bir ceza yerine geçtiği anlaşılır. Buna göre inananlara bir mükâfat olarak Allah'ın onlarla konuşacağı anlaşılmaktadır.
Hayat sıfatı ile muttasıf olan Allah bütün noksanlıklardan ve kusurlardan mukaddes ve münezzehtir. Tebliğ sıfatı ile muttasıf olan bütün peygamberler Allah'ın kelâmını, insanlara aktarmış, O'nun emir ve yasaklarını bildirmişlerdir.
Peygamberlerin elçilik vazifesi de ancak Allah'ın Kelam sıfatı ile mümkündür. Allah'ın Kelam sıfatı yani konuşma vasfı olmasaydı peygamberlerden de söz edilemezdi. Peygamberlerin varlığı ve yaptıkları tebliğler Allah’ın Kelam sıfatının da bir delilidir.
Allah, peygamberlerle konuşur. Ancak bu konuşma iki insanın karşılıklı konuşmalarına benzemez. Nitekim bir ayette mealen şöyle buyurulur:
"Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (ilham yoluyla, kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak) yahut perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder." (Şûrâ, 42/51)
Allah'ın "perde arkasından" konuşması, Hz. Musa (a.s) ile olduğu gibi bir ağaç ya da benzeri bir eşya vasıtası ile konuşmasıdır. Bir elçi göndermesi de kelâmını Hz. Cebrail vasıtasıyla vahyetmesidir.
İşte Allah'ın konuşması manasında Kur’ân-ı Kerim için "Kelamullah" ve "Kelam-ı Kadim" ifadeleri kullanılır.
Allah'ın mütekellim (konuşan) ve Kur’ân 'ın da Allah'ın kelamı olduğunda bütün hak mezhepler aynı görüştedirler.
Buna göre Allah cennette ehl-i cennet ile konuşacaktır. Allah’ın diğer sıfatları gibi bu sıfatı da sonsuzdur, küllîdir, mutlaktır. Beyni, konuşma merkezini, ağzı, dili yaratan ve insanı böylece konuşturan Allah, meleklerini bunların hiçbiri olmaksızın konuşturur. Keza, insana da rüya âleminde, bu aletlere ihtiyaç olmaksızın konuşma imkânı verir. O halde, kendi konuşmasını ölçü tutarak Allah’ın Kelam sıfatını anlamaya kalkışan bir insanın hata etmesi, istikametten sapması kaçınılmazdır. Allah’ın Zât’ı, mahlûkatın zatlarına benzemediği gibi Kelam sıfatı da onların konuşmaları cinsinden değildir.
Allah'ın diğer sıfatları gibi Kelam sıfatı da cennette devam edecektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar