"Evet, şefkatli tavuk cesareti, hamiyetli keçi ıztırarî şecaati gibi fıtrî bir heyecan, demir güllede su gibi zulmün burudetli husumet-i kâfiranesine maruz kaldıkça her şeyi parçalar. Rus mojikleri buna şahittir." Açıklar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Fıtrat: Kelime olarak yaradılış, tıynet, hilkat manalarına geliyor. İnsanın mahiyetine takılmış bütün kabiliyet ve kanunların toplamına fıtrat denir. Mesela, görme ve işitme özelliği insan mahiyetinin iki özelliğidir. Bunlar aynı zamanda insan fıtratının birer cüzleridir. Yani bu gibi maddi ve manevi özelliklerin ve azaların tamamına fıtrat denir.

Üstad Hazretleri fıtratın mahiyetini ve şehadetini şu ibareler ile ifade ve izah ediyor:

"Birincisi: Fıtrat yalan söylemez. Meselâ, bir çekirdekteki meyelân-ı nümüvv der ki: 'Sümbülleneceğim, meyve vereceğim.' Doğru söyler. Meselâ, yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: 'Piliç olacağım.' Biiznillâh olur. Doğru söyler. Meselâ, bir avuç su incimad ile meyelân-ı inbisatı der: 'Fazla yer tutacağım.' Metin demir onu yalan çıkaramaz; sözünün doğruluğu, demiri parçalar. İşte şu meyelânlar, irade-i İlâhiyeden gelen evâmir-i tekviniyenin tecellîleridir, cilveleridir."(1)

Üstad Hazretlerinin bu harika ifadesi, fıtratın kaynağının ve kapsamının ne olduğunu çok güzel bir şekilde izah ediyor. Yani fıtrat, eşyanın mahiyetine İlahi programla derç edilmiş bütün meyil ve duyguların genel bir ifadesidir.

"Hem darb-ı mesel olmuş, keçi, kurttan havfı, ıztırar vaktinde mukavemete inkılâp eder; boynuzuyla kurdun karnını deldiği vâkidir. İşte harika bir şecaat."

"Fıtrî meyelan, mukavemet-sûzdur. Bir avuç su, kalın bir demir gülle içine atılsa, kışta soğuğa mâruz bırakılsa, meyl-i inbisat demiri parçalar."

"Evet, şefkatli tavuk cesareti, hamiyetli keçi ıztırarî şecaati gibi fıtrî bir heyecan, demir güllede su gibi zulmün burudetli husumet-i kâfiranesine maruz kaldıkça, her şeyi parçalar. Rus mojikleri buna şahittir."(2)

Tavuk, yavrusuna olan şefkatinin şiddeti sayesinde cesaret kazanıp, çocuklarına gelecek tehlikeyi vakitte çok korktuğu köpeğe kafa tutabilir. Keçinin kurttan aşırı derecede korkması ve zorda kalınca ona karşı koyması, hatta onu öldürmesi, bir işi başarmada fıtratın ya da zaruri hallerin ne denli tesrili bir dinamik olduğunu gösteriyor.

Mojik, köylü kadın demektir; Rus mojiği ise, Rus köylü kadını manasına geliyor. Rusya’daki rejimin değişmesinde köylü kadınlarının önemli bir rolü olmuş. Halbuki rejim değiştirmek ciddi bir gayret ve cesaret isteyen bir iş olup, kadın gibi ürkek ve nahif kimselerin harcı değildir. Demek köylü kadınlar tavuk ve keçi gibi öyle ızdırari bir hâl kespetmişler ki, böyle bir işe öncü olabilmişler.

Bu örneklerin hepsi İslam dünyasının bir gün intibaha geleceği gerçeğine verilen misallerdir.

Üstadımız bahsi bu cümle ile taçlandırmaktadır:

"Bununla beraber imanın mahiyetindeki hârikulâde şehamet, izzet-i İslâmiyenin tabiatındaki âlempesent şecaat, uhuvvet-i İslâmiyenin intibahıyla her vakit mu’cizeleri gösterebilir."(3)

Evet, İslam bir gün uyanacak ve eski haşmet ve şevketine kavuşacaktır. Bu hakikatin tahakkukunda da ızdırari halin bu işi hızlandıracağı ve tetikleyici bir dinamik olacağını ifade etmektedir.

Dipnotlar:

(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Nokta.
(2) bk. Sünuhat, Rüyanın Zeyli.
(3) bk. age.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 9.476
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...