"Evet, Sultan-ı Ezelînin memurları vardır, ama icraatçıları değillerdir ki, saltanat ve rububiyetinde ortak olsunlar. Ancak o memurların vazifesi dellâllıktır ki, kudretin icraatını ilân ediyorlar. Veya o memurlar, nâzır müşahitlerdir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Burada kastedilen memurlar, kâinattaki sebepler ve bu sebeplere nezaret eden meleklerdir. Kâinattaki hiçbir sebep ve bu sebebe vekâlet ve nezaret eden melek, Allah’ın yaratmasına ve Rububiyetine ortak ve şerik değildir.
Sebepler, Allah’ın sanatlarını mazhariyet noktasında ilan ederken, bu sebeplere vekâlet eden melekler de onları okuyup dellallık ediyorlar. Yani o sebep üstünde tezahür eden isim ve sıfatları, mahlûkatın fıtrî bir şekilde yaptığı tesbih ve zikirleri şuurlu bir şekilde Allah’a takdim ediyorlar. Nazır müşahidler tabiri bu mânaya işaret ediyor.
Allah’ın kâinattaki tedbir ve idaresinde memur olan sebepler sadece bir perdedirler. Hakiki tesirleri yoktur. Allah bu hikmet dünyasında eşyanın vücuda gelmesini bir takım sebeplere bağlamıştır. Bütün sebepler şuursuz, cansız ve basit, onlardan meydana gelen eşya ise gayet harikadır. Bu kadar harika, sanatlı ve hikmetli eserler elbette ki; “şuursuz sebeplerin, kör tesadüfün ve sağır tabiatın” işi olamaz. Sebepleri de onlardan meydana gelen mükemmel neticeleri de yaratan Allah’tır.
İnsan nasıl kendi fiilinin hâlıkı değil ise, melekler de vazifeli oldukları fiil ve işlerin yaratıcısı değildirler. Yani melekler yağmuru kendi kuvvetleri ile değil, ilahî irade ve kudretle yağdırıyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Melekler kudretin icraatını kime ilân edip dellal oluyorlar?