"Evrende her şeyin bir karşıtı var. Yaratıcının da karşıtı var mı, varsa nedir?" şeklindeki soruya Risalelerde cevap var mı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“... O’na benzer hiçbir şey yoktur. O her şeyi işitir, her şeyi görür.” (Şura, 42/11)

Allah ezeli ve ebedi olduğu ve sıfatları sınırsız ve mutlak olduğu için, Onun ne bir benzeri, ne bir zıddı ne bir ortağı ne de bir karşıtı söz konusu değildir. Bir şeyin Allah’a karşıt olabilmesi için Allah gibi sıfatlara haiz olması gerekir ki, bu hem dinen hem aklen hem de mantıken imkânsızdır.

“Hem de Sâni-i Zülcelâl cemî nekaisten münezzehtir. Zira, nevâkis mahiyet-i maddiyatın istidatsızlığından neş'et eder. Zât-ı Zülcelâl maddiyattan mücerrettir, münezzehdir. Hem kâinatın mâhiyât-i mümkinesinden neş'et eden evsaf ve levâzımatından mukaddestir.”(1)

Eşyaya ait bir sıfatı Allah’a izafe etmek batıl bir kıyaslamadır. Nasıl farklı cinsten olan şeyler birbiri ile kıyas edilemiyor ise, örneğin taş ile insanın birbirine kıyas edilmesi mantıken mümkün değildir. Aynı şekilde kainat ve içindeki her şeyden farklı ve yüce olan Allah’ın kainat ve içindekiler ile kıyas edilmesi de boş ve yersiz bir kıyaslamadır.

"Sıcaklığın karşıtı soğukluktur, gecenin karşıtı gündüzdür, sertliğin karşıtı yumuşaklıktır, o halde Allah’ın karşıtı nedir?" demek yanlış bir kıyastır. Çünkü kainatı ve içindeki her şeyi yoktan var eden Allah’ın yaratmış olduğu şeylerin sıfatları ile sıfatlanması, bir masa yapan marangozun masalaşması gibi bir şeydir ki bu akla ziyan bir yaklaşımdır.

Masa ile marangoz arasındaki tek ilişki sanat-sanatkâr ilişkisidir. Sanatkâr sanat cinsinden değil ki sanatın olumsuz özellikleri ve vasıfları sanatkâr üzerinde tasavvur edilebilsin.

Allah ile kainat arasında da benzer bir ilişki söz konusudur. Allah sanatkâr, kainat ise bir sanattır. Sanatkârı mahiyeti ile sanat içerisinde aramak, işi bilmemekten başka bir şey değildir.

(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Nokta.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Mesnevî-i Nuriye'den Nokta Dersleri, 13. Bölüm (Video).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 793
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin

Sânii Zülcelâl için "Hem kâinatın mâhiyât-i mümkinesinden neş'et eden evsaf ve levâzımatından mukaddestir."

Kâinatın mümkin olan mahiyetinden doğan vasıflar ve gereklerden Allahın mukaddes olmasını anlayamadım.

Mealini bazında açıklar mısınız? (Zannımca yanlışım yok  ama MAHİYET-İ MÜMKİNE kısmını anlayamadım.) 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Mahiyet-i mümkün demek var olması imkan dahilinde olan şeyler ve mahluklar anlamındadır. Allah gerek mümkün gerek vaki her türlü mahlukatın vasıflarından münezzeh ve mukaddestir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...