"Fakat maatteessüf biçare mübarek taife-i nisâiye, zalim erkeklerinin şerlerinden ve tahakkümlerinden kurtulmak için, başka bir tarzda, zaafiyetten ve aczden gelen başka bir nevide riyâkârlığa giriyorlar." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Fakat maatteessüf biçare mübarek taife-i nisâiye, zalim erkeklerinin şerlerinden ve tahakkümlerinden kurtulmak için, başka bir tarzda, zaafiyetten ve aczden gelen başka bir nevide riyâkârlığa giriyorlar." (1)

Kadın aciz ve zayıf olduğu için, kocasının himayesine muhtaçtır. Kadın bu muhtaçlığını ya meşru bir şekilde giderecek, tabi kocası salih bir insan ise bu mümkün olacak. Ya da kocasına, onun istediği gibi görünmek mecburiyetinde kalacak. Bu da ancak suni ve yapmacık hareketler ile mümkündür.

Müslüman bir kadın iman ve farzlara muhalefet konusunda kocasına itaat etmek zorunda değildir. Yani koca, karısına "namaz kılamazsın, oruç tutamazsın, açılacaksın" diye baskı yapıyorsa; o kocanın şer'i hükümlere aykırı istekleri yerine getirilmez.

"Bu zaman, eski zamana benzemiyor. Terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye, yarım asra yakın hayat-ı içtimaiyemize yerleştiği için, bir erkek bir kadını ebedî bir refika-i hayat ve saadet-i hayat-ı dünyeviyeye medar ve sair günahlardan kendini muhafaza etmek için almak lâzım gelirken; o biçare zaifeyi daim tahakküm altında, yalnız dünyevi, muvakkat gençliğinde sever. Ona verdiği rahatın bazı on misli onu zahmetlere sokar. Eğer şer'an 'küfüv' tâbir edilen birbirine denk olmazsa, hukuk-u şer'iye nazara alınmadığından, hayatı daima azap içinde geçer." (2)

İşte bu sebepten dolayı kadın da kendini erkeğine sevdirmek için gösterişe ve riyakârlığa girer. Ta ki kocasının nazarında müttehhem olmasın ve kocası onu terk etmesin. Bu kaide elbette ki bütün kadınlar için geçerli değildir. Yukarıda da geçtiği üzere, hukuk-u şer'iyeyi nazara almayan erkeklere karşı daha ziyadedir.

"Refîka-i hayatına muhabbetin mâdem hüsn-ü sîret ve mâden-i şefkat ve hediye-i rahmet olduğuna binâ edilmiş, o refîkaya samimi muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddi hürmet ve muhabbet eder. İkiniz ihtiyar oldukça, o hal ziyâdeleşir, mesûdâne hayatını geçirirsin. Yoksa, hüsn-ü sûrete muhabbet, nefsânî olsa, o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muâşereti de bozar."(3)

Kadınlar fıtrat itibari ile erkeklere nispetle daha zayıf, daha narin, daha nazik ve daha nahiftirler. Erkekler ise daha mukavemetli ve daha güçlü bir fıtrata sahiptirler. Bu yüzden İslam, kadının himaye ve nafakasını erkeğin üstüne vermiştir.

Kadın fıtrî olarak ister istemez kocasının tesirinde kalır. Şayet erkek İslam terbiyesi almamış, zalim ve şerli birisi ise, eşini tahakkümü altına alır, onu yapmacık hareketlere zorlar. Kadın fıtrî zayıflık ve nahiflikten dolayı hayatın ağır yükü altında ezilmekten korktuğu için, zalim ve ahlaksız erkeğine karşı riyakâr tavırlar sergilemek ve onun her şeyine katlanmak zorunda kalıyor.

Dipnotlar:

(1) bk. Lem'alar, Yirmi Dördüncü Lem'a.
(2) bk. Emirdağ Lahikası-II, 45. Mektup.
(3) bk. Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 14.043
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

şulenur
hizmetlerinizden dolayı allah razı olsun.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...