"Fakat madem acz ve zaafım ve teessüratım çok ziyadedir; has kardeşlerim beni medihlerle yüklerimi ağırlaştırmaya bedel, dualarıyla ve şefkatleriyle ve himmetleriyle ve acımalarıyla yardım edip ..." Buradaki "dua" ve "acınma"nın izahı nasıldır?
Değerli Kardeşimiz;
Üstadımız'da merdümgirizlik olduğu için teveccüh, medih ve övmeler ona hem sıkıntı hem de ağırlık veriyor.
"Merdümgirizlik" insanlardan sıkılıp, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteme halidir. Bu hastalığın en büyük sıkıntısı ise nazar ve teveccühtür. Niyeti kötü ya da dünyalık olanların nazarı, hastalığı daha da artıran bir durumdur. Yeni Said’in insanlardan tevahhuş etmesinin sırrı buradan geliyor.
Bu yüzden "Sen şöyle makam sahibisin, sen böyle meziyet sahibisin." demek yerine, onun ağır iman hizmetinde sebat ve sadakat ile çalışmak, ona yapılacak en güzel iyilik ve iltifattır.
“Duâlarıyla ve şefkatleriyle ve himmetleriyle ve acımalarıyla yardım edip yükümü hafifleştirmek lâzımdır.” Yük imana hizmet yükü, himmet ve acımak ise, bu yükün altına girip omuz vermek, yani iman hizmetinde sebat ile çalışmaktır. Şayet beni seviyor, bana şefkatiniz varsa, bu iman hizmetinde azami gayret sarf edin; Üstad'a acımak ancak böyle olur diyor.
"... Fakat madem acz ve zaafım ve teessüratım çok ziyadedir; has kardeşlerim beni medihlerle yüklerimi ağırlaştırmaya bedel, dualarıyla ve şefkatleriyle ve himmetleriyle ve acımalarıyla yardım edip yükümü hafifleştirmek lâzımdır. İnayet-i Rabbaniyenin bir cilvesidir ki, bu şiddetli merdumgirizlik hastalığıyla, zâlimlerin tecrid-i mutlaklarını hiçe indiriyor, beni tazib etmiyor, bir cihette memnun ediyor."(1)
(1) bk. Emirdağ Lahikası-I, 92. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar