"Fakat o cüz’î ve elîm neticelere karşı, imdâdât-ı hassa-i Rahmâniye ve ihsanat-ı hususiye-i Rabbâniye ile musibete düşen efradın feryatlarına ve beliyyelere giriftâr olan eşhasın istiğaselerine yetişir." Şüzuzat ile izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Fakat o cüz'î ve elîm neticelere karşı, imdâdât-ı hassa-i Rahmâniye ve ihsanat-ı hususiye-i Rabbâniye ile musibete düşen efradın feryatlarına ve beliyyelere giriftâr olan eşhasın istiğaselerine yetişir. Ve fâil-i muhtar olduğunu ve her bir şeyin her bir işi, onun meşîetine bağlı bulunduğunu ve umum kanunları dahi daima irade ve ihtiyarına tâbi bulunmalarını ve o kanunların tazyikinden feryat eden fertleri, bir Rabb-i Rahîm dinlediğini ve imdatlarına ihsanıyla yetiştiğini göstermekle; esmâ-i hüsnânın kayıtsız ve hadsiz cilvelerine hadsiz ve kayıtsız bir meydan açmak için o küllî âdetullah düsturlarının ve o umumî kanunların şüzuzâtıyla ve hem, şerli cüz'î neticeleriyle, hususî ihsanat ve hususî teveddüdat, yani sevdirmekle hususi tecelliyat kapılarını açmıştır."(1)

Buradaki şüzuzat, umumî kanunların dışına çıkmak mânasına geliyor. Mesela, zelzelenin her şeyi yerle bir etmesi, ateşin yakması, zehrin öldürmesi, soğuğun üşütmesi umumî bir kaidedir ve sünnetullah kanunudur. Bazı insanlara zarar vermemesi şüzuzat oluyor. Yani umumî kanunun delinmesi demek oluyor.

Allah’ın umumî kanunları içinde hususî olarak rahmet ve şefkatini bazı kullarına tecelli ettirmesi, iki şekilde oluyor.

Birincisi: Umumî musibet altında zarar ve sıkıntı çekenler masum ve mazlumlar ise, hususî şefkat ve merhamet, manevî bir mevki ve makamın verilmesi şeklinde tahakkuk ediyor. Mesela, musibet altında ölen masum ise manevî şehitlik makamı kazanıyor. Belki bu masum, ebedî hayatını bu sûrette kurtarıyor ki, bundan daha güzel ve şefkatli bir tecelli düşünülemez.

Ya da elinden çıkan fani malını ve mülkünü zayi etmeyip, en makbul bir sadaka ve hayır sûretinde onun sevap hanesine yazıyor. Bu noktada bütün masum ve mazlumlar bu kaidenin içindedir.

İkincisi: Umumî musibetin içinde bazı şahısların hususî olarak muhafaza edilmesidir. Bazen bir bina yıkılıyor, içindeki herkes ölürken, bir bebek mucizevî bir şekilde kurtuluyor. Bir salgın hastalık oluyor, bazı kimseler harika bir lütuf ve inayet ile muhafaza olunuyor.

İşte Allah, insanların hususî arzularını, dert ve sıkıntılarını umumî kanunların ağır yükü altında ezdirmeden hususî bir şekilde rahmet ve keremi ile cevaplıyor, onların imdadına yetişiyor. Her bir mahlûku ile tabiri caiz ise hususî alâkadar oluyor; misilsiz ve sonsuz şefkat ve keremini gösteriyor. Bu da gösteriyor ki, Cenab-ı Hakk’ın sonsuz ilmi ve mutlak iradesi, cüz’î ve küllî her şeyi ihata ediyor. Her şey O’nun meşiet ve iradesi ile meydana geliyor.

(1) bk. Şualar, İkinci Şua, Üçüncü Makam.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 8.935
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...