"Farz-ı kifaye suretiyle haml-i emanete ve ibadete insanların tahsis edilmiş olduklarına işarettir; öyle ise ibadette insanların kusurları umum kainata tecavüzdür." cümlesini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Farz-ı kifaye: Müslümanlardan lüzumu kadar kimse tarafından yapılınca, diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır. Mesela; cihad etmek farz-ı kifaye’dir. Fen bilgilerinden sanatına, ticaretine lazım olanları, yalnız bu işle meşgul olanların öğrenmeleri ve yapmaları farz-ı kifaye’dir. Tıp ilmini öğrenmek, tedavi yapmak ve bütün sanatlar farz-ı kifaye’dir.
Kainatı bir toplum olarak düşünecek olursak; insan bu toplumun en büyük vazifesi olan ibadete vekalet eden halifesidir. Yani kainat toplumunun üstündeki ibadet sorumluluğunu insan üstlenmiştir. Şayet insan bu iman ve ibadet sorumluluğunun gereğini yapmaz ise, bütün kainatın hak ve hukukuna tecavüz etmiş olur. Nasıl tıp ilmini öğrenen doktorlar toplumu tedavi etmez ise, bu hal topluma bir zulüm olur, aynı şekilde kainata vekalet eden insan da; ibadet ve imanı terk ederse bütün kainatın hakkına zulmetmiş olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü