Hak yol hangisidir? Eğer Risale-i Nur ise, Nakşibendiler nerede, İran nerede, Taliban nerde, Şia ve Lübnan nerede, Hamas nerede, Kadiriler nerede?..

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Ehl-i sünnet dairesinde olan, her meslek ve meşrep haktır. Ehl-i sünnet ise; itikatta; İmam Maturidi ve İmam Eşari, amelde ise; Hanefi, Şafi, Maliki ve Hanbeli mezhebinden olanlara denir. Tabii amelde müşterisi kalmamış ve tarihte hak olan birçok mezhepler de vardır, onlar bahsimizin dışındadır. İmam Evzai, Ebu Leyla, gibi hak mezhepler buna örnek olarak verilebilir.

İtikat ve amelde bu mezhep ve ekollerin çizdiği dairede olan her meslek ve meşrep haktır. Bunların dışında olan meslek ve meşrepler ise, batıl ve bid'at yolundadır. Ölçümüz; Ehl-i sünnet'in çizdiği dairedir.

Nakşilik, Kadrilik, Şazelilik, Rufailik gibi kökü eski olan tarikat ve tasavvuf menşeli mesleklerin hepsi, Ehl-i sünnet dairesinde olan hak mesleklerdir. Nurculuk mesleği, Ehl-i sünnet dairesinde bir iman hareketi olduğu için, bu meslek de hak bir meslektir. İman ve gaye bakımından hepsi İslam dairesinde hak ve makbul mesleklerdir. Farklılıkları gayeye hizmet noktasında ortaya koydukları vasıta ve araçlardır.

Ehl-i sünnet'in dışında olan bid'at mezhepler genelde iki kısma ayrılırlar. Birisi Şia, diğeri ise Vehhabiliktir. Şia mezhebinin kökü, sahabelerin zamanına kadar uzanır, aynı şekilde günümüzde vehhabilik diye bilinen bidat fırkasının da kökü İslam tarihinde Haricilik akımı denilen bidat fırkasına dayanır. Bu iki temel mezhebin ortak noktası Hz. Ali (r.a)’in şahsına ait tutumlarıdır. Şia aşırı gidip, Hz. Ali (r.a )’ı olduğundan fazla gösterirken, Haricilik temelli Vehhabilik akımı da Hz. Ali (r.a)’in hakkını teslim etmeyip, onun faziletini inkar ediyorlar. Ehl-i sünnet ise; her iki hataya da düşmeyip, orta yolu takip ediyor.

Günümüzde yeni teşekkül etmiş birtakım İslami ekol ve siyasi hareketlerin bir kısmı Ehl-i sünnet kaynaklı değildir. Bu hareketlerin bir kısmı Şia kökenli olduğu gibi, diğer bir kısmı da Vehhabi kökenlidir. Her ikisinin ortak noktası; şiddet ve silahlı mücadeleyi savunuyor olmalarıdır. Bunların bazıları coğrafi konumlarından dolayı haklı iken, bazıları İslam toplumunda aynı tarzları savunmalarından dolayı haksız ve yanlıştırlar.

Mesela; Filistin'deki Hamas, Lübnan'daki Hizbullah, İsrail’e karşı silahlı mücadelesinde haklıdırlar. Lakin aynı mücadele tarzını İslam toplumlarının dönüştürülmesinde ve değiştirilmesinde savunmaları doğru değildir. Ehl-i sünnet, silahlı cihadı ancak harici düşmana karşı meşru sayar, dahili mücadelede ise iman ve Kur’an hizmetini esas alırlar. Bu noktadan Hizbullah ve Taliban gibi yapılanmalar, bid'at ve batıl bir tavır sergiliyorlar.

Kâfir de olsa sivil insanları bombalamak asla Kur’an’i değildir. El Kaide ve Taliban gibi terör örgütleri bid'at ve sapkın guruplardır. Bu gibi örgütleri şiddete iten ve sevk eden fikirler de, kısmen Şia ve Vehhabilik mezheplerinin müfrit alim ve aydınlarının yorumlarına dayanıyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 7.745
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Nurun fedaisi
Hazret-i Üstad, Mektubat eserinde şöyle diyor: 《 Sen, mesleğini ve efkârını hak bildiğin vakit; "Mesleğim haktır veya daha güzeldir" demeye hakkın var.Fakat "Yalnız hak benim mesleğimdir" demeye hakkın yoktur.》Selam ve dua ile..
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...