"Hakiki ihlaslı Nurcular, menfaat-i maddiyeye ehemmiyet vermedikleri gibi,.. Bir cihette hayat-ı içtimaiye faydalarından çekiniyorlar." İhlaslı Nurcuların çekindikleri hayat-ı içtimaiye faydaları nelerdir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hakiki ihlaslı Nurcular, menfaat-i maddiyeye ehemmiyet vermedikleri gibi, bir kısmı, azami iktisat ve kanaatle ve fakirü’l-hal olmalarıyla beraber, sabır ve insanlardan istiğna ile ve hizmet-i Kur’âniyede hakiki bir ihlas ve fedakârlıkla ve çok kesretli ve şiddetli ehl-i dalalete karşı mağlup olmamak için ve muhtaçları hakikate ve ihlasa davet etmekte bir şüphe bırakmamak için ve rıza-yı İlahiden başka o hizmet-i kudsiyeyi hiçbir şeye alet etmemek için, bir cihette hayat-ı içtimaiye faydalarından çekiniyorlar."(1)

Hayat-ı içtimai ve onun faydaları denildiğinde; devletten maddi pay koparma (ihaleler), sosyal hayata menfaat kapma niyetiyle dahil olmaya çalışma gibi atılımlar akla geliyor. Menfaat niyet ederek dernekleşme, menfaat kotarmak niyetiyle sendikalaşma, menfaat gözeterek bir partiye açıktan taraf olma, menfaat esaslı niyetlerle iktidarı meşru bir yolla olsa bile ele geçirme gibi sosyal faaliyetler mülahaza edilebilir. Hatta aradaki hakiki dostluğu bozmaya vesile olabileceği korkusuyla, müspet ve meşru olan şirket ortaklığı da buna dahil edilebilir.

Sosyal fayda aslında cemaatin cemiyete dönüşmesi anlamına geliyor.

Cemaat, duygusal ilişkilerin hâkim olduğu bireylerin tüm kişilikleriyle grup değerlerine bağlı olduğu gruplardır. Cemaatte maneviyat ve Allah rızası gibi ilişkiler hakim olmalıdır. İnsanlar birbirine ve davalarına resmi bir oluşum üzerinden değil, gönülden ve ihlas ile bağlıdır.

Cemiyet ise sosyal münasebetler esasına dayanan karşılıklı yardım ve otoritenin gerekli olduğu muamele ve usuller sistemi olup, bir teşkilat ağı içinde gruplaşmaya yol açan, insan davranışını hem kontrol eden, hem de hürriyete kavuşturan bir sistemdir. Cemiyette resmiyet hâkimdir. Cemiyette insanlar arasındaki bağ karşılıklı çıkar ve resmiyet üzerinden sağlanır. Mesela, aynı sendikaya üye olan iki işçi, daha iyi bir maaş elde etmek için birbirine destek olup bağlanırlar.

Risale-i Nur'un tesis etmiş olduğu cemaatte ise esas olan ihlas, duygusal bağlılık ve maddi menfaat gözetmemek, menfaatte kardeşini kendine tercih etmek gibi ulvi prensipler ön plandadır.

Nur talebelerinin menfaatsiz cemaat bağlarının yanına, bir de cemiyet bağı girse; mesela birisi A partisinde diğer B partisinde, biri falanca derneğe diğeri filanca derneğine üye olsa ve bu iki dernek ve parti arasında rekabet olsa, o zaman cemaat bağları zedelenecektir. İki kardeş arasındaki manevi ve duygusal bağ; maddi ve resmi bağlara feda edilmesi gerekecek. İşte böyle bir duruma maruz kalmamak için Nur talebeleri sosyal hayatın maddi menfaatlerinden sakınıyorlar. Oysa dünyevi ve resmi faaliyetlerin maddi çok fayda ve menfaatleri de beraberinde bulunuyor...

1) bk. Emirdağ Lâhikası-II, 100. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...