"Hakîm-i Mutlakın kemâl-i hikmetine hadsiz abesiyet ve faydasızlığı ve o Rahîm-i Mutlakın cemâl-i rahmetine nihayetsiz çirkinliği ve o Âdil-i Mutlakın kemâl-i adaletine nihayetsiz zulmü vermek demektir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah kâinatı ahiret hayatını netice verecek bir mahiyette yaratmıştır. Kâinatın bütününden tut ta en küçük zerresine kadar her şeyde açık veya gizli olarak ahirete işaretler ve levhalar vardır. Bu sayısız işaret ve levhalardan bir tanesi de hikmettir.

Allah kâinatın her şeyini hikmetli ve intizamlı yaratmıştır. Hikmet ise eşyanın üstünde tezahür eden fayda ve vazifelerdir. Mesela kalbin hikmeti vücuda kan pompalamaktır, kulağın hikmeti işitmek, gözün hikmeti görmek, dilin hikmeti tatmaktır vs... Dünyada basit şeylerin üstünde nihayetsiz hikmet sergileyen Allah’ın ahireti yaratmaması hikmetsiz ve abestir. Allah hikmetsiz ve abes iş yapmaktan münezzehtir.

Meselâ, hikmet insanın fıtratına ebedî yaşama arzusunu takmış, ama Mümit isminin tecellisiyle insana ölüm de tattırılmıştır. Sadece bu açıdan bakacak olursak, hikmetsiz bir durum görülür. Ancak umumî intizamın tamamı açısından bakarsak, insanın neş’e-i uhra ile ahirete münasip bir bedene kavuşarak yeniden yaratılacağını düşünürsek hikmetin kemalde olduğunu anlarız. İnsan ölüm ile cennete ve ondaki köşklere kavuşacaktır. Cennet ehlinin sarayları, meskenleri daimîdir. Yani, onlar bu yerlerde ebediyen kalacaklardır. Bu nimetleri kaybetmeleri, bu meskenlerden çıkarılmaları söz konusu değildir. İnsanın kalbindeki aşk-ı beka, ahirete işaret eden en büyük bir delildir. Bir cihetle aşk-ı beka duygusunun hikmet ve gayesi ahireti müjdelemek ve haber vermektir. Cenab-ı Hakk’ın bu duyguyu insanın kalbine yerleştirip, onun işaret ettiği ahireti yaratmaması hikmet ve kudretine zıt bir haldir. Beka duygusunu verip, bu duyguyu tatmin edecek ahireti icat etmemek, Allah’ın sonsuz hikmeti ile bağdaşmaz. Öyle ise Hakîm ismi ahireti gerektirir denilebilir.

Her bir varlık üstünde vaz edilen binlerce hikmet ve gayeler bir cihetle ahiret hayatının bir garantisi, vesikası ve müjdecisi hükmündedir. Aksi durum Allah’ın sonsuz kemalde olan hikmet ve kudretine yakışmaz.

Allah, dünyayı âhiretin bir vitrini şeklinde tanzim etmiştir. Öyle ise, isim ve sıfatlar, bu dünya vitrininde kâfi derecede tecellî ederken, asıl yerde, yani ahirette ise, tam tecellî edecektir. Sonsuz hikmeti, eserleri ile sabit olan Allah’ın, ahiret yurdunu kurmayıp, insanları yokluk ve hiçlik kuyusuna atması, Hakîm ismi ile ve hikmeti ile asla bağdaşmaz. Yani Hakîm ismi ve hikmet manası ahiret yurdunun kurulmasını iktiza edip istiyor. Eğer ahiret olmazsa, dünyadaki bütün hikmetler abes olur. Zira dünyadaki bütün hikmetlerin yönü ve yüzü ahiret âlemine çevrilmiştir, ona işaret etmektedir.

Netice olarak, kâinattaki hikmet, adalet, lütuf ve şefkat, ahiretin vücudunu kat’i bir zaruret ile istiyorlar ve o ebediyet yurdunda daha mükemmel ve devamlı olarak tecelli edeceklerdir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...