"Halbuki, o levazımattan laakal onda biri dünyevi hayata, dokuzu hayat-ı bakiyeye sarf etmek gerektir..." deniyor ve sonra da "... hiç olmazsa bir saati de beş namaza ve baki ve sonsuz uhrevi hayata sarf etmek lazımdır ki..." deniyor. Çelişki yok mu?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İ'lem eyyühe'l-aziz! İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı, Mâlikü'l-Mülk tarafından verilmiştir. Fakat o levazımatı, cehlinden dolayı tamamen bu hayat-ı fâniyeye sarf ediyor. Halbuki, o levazımattan lâakal onda biri dünyevî hayata, dokuzu hayat-ı bakiyeye sarf etmek gerektir. Acaba birkaç memleketi gezmek için hükûmetten yirmi dört lira harcırah alan bir memur, ilk dahil olduğu memlekette yirmi üç lirayı sarf ederse, öteki yerlerde ne yapacaktır? Hükûmete ne cevap verecektir? Böyle yapan kendisine akıllı diyebilir mi?"

"Binaenaleyh, Cenab-ı Hak her iki hayat levazımatını elde etmek için yirmi dört saatlik bir vakit vermiştir. Çoğunu aza, azını çoğa vermek suretiyle, yirmi üç saat kısa ve fâni olan dünya hayatına, hiç olmazsa bir saati de beş namaza ve bâki ve sonsuz uhrevî hayata sarf etmek lâzımdır ki, dünyada paşa, âhirette gedâ olmasın!"(1)

"Hiç olmazsa" ifadesi, çelişkiyi ortadan kaldırıyor. Şöyle ki;

Burada az olan dünya, çok olan ise ahirettir. Verilen ise vakittir. Allah her insana yirmi dört saat vermiş. İnsan bu yirmi dört saatin çoğunu, yani yirmi üç saatini az olan dünyaya sarf ediyor, hiç olmazsa kalan bir saatini de abdestle bir saati bulan namaza ver ki, ahiret hayatında bir tutunacağın dalın olsun, denilmek sureti ile yanlışta giden adama nasihat ediliyor.

Normalde ve mantıken durum aksine olmak gerekiyor. Yani vaktin çoğu çok olan ahirete, geri kalan az bir kısmı ise az olan dünyaya sarf edilmek gerekir. Ama insanların çoğu gafil ve imanda zayıf olduğu için maalesef azı çoğa, çoğu aza veriyor.

Olması gereken ile vakayı karıştırmamak gerekiyor. Üstad Hazretleri başlangıçta olması gerekeni vurguluyor, sonra vakaya mutabık bir çözüm önerisi sunuyor. İliklerine kadar dünyaya girmiş bir insana olması gerekeni dayatmak akıllıca bir çözüm olmaz. Bu sebeple en azından bir saati ahirete ayır ki, affına sebep olsun deniliyor.

(1) bk. Mesnevî-i Nuriye, Onuncu Risale.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.903
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...