"Halihazırdaki medeniyet, dinî cihada müsaade etmediği ve müsait olmadığı gibi ona fetva da vermiyor. Bunun yanında dinî cihadı emreden İslamiyet ile bunun arasında tatbikat nasıl olur?" sorusunun cevabını açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"S: Halihazırdaki medeniyet, dinî cihada müsaade etmediği ve müsait olmadığı gibi ona fetva da vermiyor. Bunun yanında dinî cihadı emreden İslamiyet ile bunun arasında tatbikat nasıl olur?"
"C: Vakta ki medeniyet, gayr-i meşru vesaiti tedafü’ için (caydırıcı savunmayı) meşru sayıp ona fetva veriyor."
"O halde İslam dini bütün şeriatların tesbit edip emrettikleri dinî cihada nasıl müsaade etmeyecek ve teşvikte bulunmayacak?!."
"Elbette dünyada rezail (rezillikler) bulundukça, faziletin ona karşı cihad etmesi zaruridir. Demek ki cihad ebedîdir."(1)
Bugünkü modern toplumlar, meşru olmayan şeyleri bertaraf etmek için belli bir askeri ve kolluk düzenini normal karşılıyor. Öyle ise, İslam’ın kötülüklerle mücadele konusunda kendi cihat (kolluk kuvvetlerini) gücünü oluşturması ve bunu teşvik etmesi gayet normal bir durumdur.
Cihadın genel anlamı, kötülükler ile mücadele etmektir. Dünya döndükçe kötülükler de olacağı için, cihadın ortadan kalkması mümkün değildir.
"Hem sonra; bizim bulunduğumuz mekan ve mevki, bize yetecek kadar geniş olup dar gelmediği için, tecavüzün değil tedafü’ün mevkiinde bulunmak durumundayız. Hem bizim dinimizin esası da ona işaret ediyor ki; لَا اِكْرَاهَ فِى الدِّينِ ve تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ ayetleri bizi tedafü' mevkiinde durdurmaktadır. Evet, ayetteki تَعَالَوْا kelimesi, en ilk vazifemiz onları ittifaka davet olduğuna işaret etmektedir. Cihadî müdafaayı ancak sonra yapabiliriz."(2)
Avrupa kıtası küçük, imkanlar az olduğu için, Avrupa toplumları gözlerini dünyanın diğer yerlerine dikmiş ve müthiş bir sömürge ve yağma düzeni oluşturmuşlardır. Oysa Asya kıtası hem geniş hem de imkanlar açısından zengin olduğu için, bizim sömürgeci ve yağmacı bir zihniyet ile saldırı sistemine değil, kendi haklarımızı savunmamıza ihtiyaç var. Yani Müslümanlar tecavüz etmez, kendini müdafaa eder; cihadın bir yönü de budur ve bu gayet meşrudur.
"Elbette dünyada rezail (rezillikler) bulundukça, faziletin ona karşı cihad etmesi zaruridir. Demek ki cihad ebedîdir." ifadesinde de geçtiği gibi, elbette cihad sadece maddi kılınçla olmaz. Cihad savaşta da barışta da olmuştur ve olmalıdır. Çünkü taarruz ve tecavüz maddi olduğu vakit maddi cihad, tecavüz manevi ve rezillik cephesinden geldiği zaman da manevi cihad olmalıdır. Özellikle bu zamanda, günahların İslam alemini kuşattığı gençlerimizi ecnebilerden farksız hale getirdiği bu ortamda manevi cihad daha çok ön plana çıkmaktadır. Üstadımızdan bir kaç cümle;
"Bu ittihadın nizamnâmesi sünnet-i Nebeviye ve kanunnamesi evamir ve nevâhî-i şer’iyedir. Ve kılıçları da berâhin-i katıadır. Zira, medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir."(3)
"Nur namında Risale-i Nur'dur ki, dinde bulunan yüzer tılsımları keşfeden onun manevî elmas kılıncı, maddî kılıçlara ihtiyaç bırakmıyor."(4)
"Filhakika, Sulh-u Hudeybiye ile çendan maddî kılınç, kılıfına muvakkaten konuldu. Fakat Kur'an-ı Hakîm'in barika-âsa elmas kılıncı çıktı, kalbleri, akılları fethetti. Musalaha münasebetiyle birbiriyle ihtilat ettiler. Mehasin-i İslâmiyet, envâr-ı Kur'aniye, inad ve taassubat-ı kavmiye perdelerini yırtarak, hükmünü icra ettiler."(5)
Dipnotlar:
(1) bk. Asar-ı Bediyye, Hutbe-i Şamiye, Teşhis-ül İllet’in Zeyli.
(2) bk. age.
(3) bk. Divan-ı Harbi Örfi, Yedinci Cinayet.
(4) bk. Şualar, On Birinci Şua, On Birinci Meselenin Haşiyesinin Bir Lahikası.
(5) bk. Lem'alar, Yedinci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar