"Hem bu kâinatı bu kadar mucizât-ı san’atla tezyin eden o Zât-ı Hakîm-i Zülcelâl, elbette, bilbedâhe, zîşuurlar içinde en mümtaz birisini kendine muhatap ve tercüman ve ibâdına mübelliğ ve imam yapacaktır." izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah kâinatı kendi isim ve sıfatlarını göstermek ve tanıtmak için mükemmel bir sanatla yarattı. Ancak, akıl tek başına yani rehbersiz olarak bu harika sanatları, yani kâinat üstünde tecelli eden isim ve sıfatları göremiyor ve okuyamıyor. İsim ve sıfatların tecellisini, okutmak ve manalarını anlatmak için bir muallime ve bir tercümana ihtiyaç var.

İşte, Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) hem kâinat kitabını insanlığa ders veren bir muallim hem de kendi zâtı itibarı ile Allah’ın bütün isim ve sıfatlarına en mükemmeL ve en parlak bir aynadır. "Üstadı mutlak, Muktedâyı Küll, Rehberi Ekmel olan” Habib-i Kibriya Efendimiz (asm.) son resul olarak âlemlere rahmet olarak gönderilince bütün âlem nurlandı. Cenab-ı Hakk’ın varlığına ve birliğine delil olan bütün enfusi ve afakî deliller, o büyük rehberin, o en büyük mürşidin sayesinde okundu ve anlaşıldı.

Bütün âlemleri en mükemmel bir şekilde okuyan Habib-i Kibriya Efendimiz (asm.) insanlara Ezel ve Ebed Sultanı olan Allah’ı anlattı, yalnız O’na iman etmeye ve yalnız O’na kul olmaya davet etti. Vahid ve Ehad olan Allah’ın emir ve yasaklarını tebliğ etti. İmanın esaslarını, ubudiyetin esrarını, yaratılışın sırrını ve hikmetin inceliklerini harika bir şekilde ders verdi. Yirmi üç sene gibi kısa bir zamanda yüz yirmi dört bin yıldız insan yetiştirdi.

O Habib-i Kibriya Efendimiz (asm)’in talim ve irşadıyla kendini tanıyan ve kâinatın en mükemmel meyvesi olduğunun farkına varan insan, her hayrın Allah’ın elinde olduğunu, bütün nimetlerin Yüce Allah’ın inayeti, ihsanı ve keremi olduğunu idrak eder; vücudundaki her bir azanın binler hikmetini ibretle seyreder.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...