"Hem de sevap ve fazilet, nur âlemindendir. O âlemden bir âlem, bir zerreye sığışabilir. Nasıl ki, bir zerrecik bir şişede, semavat, nücumuyla beraber görünebilir. Öyle de niyet-i halise ile şeffafiyet peyda eden bir zikirde..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Varlık sadece taş, toprak, ağaç gibi cismani ve kesif şeylere münhasır değildir. Varlığın çok muhtelif cihetleri ve nurani kısımları vardır. İnsan ekseriyetle maddi ve cismani şeylerle ülfet ettiği için, nurani ve latif varlıkları anlamakta zorlanıyor. Hâlbuki aklın nazarına görünen nice nurani ve latif varlıklar vardır.
“Mesela şemsin feyz-i tecellisi olan timsali ve aksi, denizin yüzünde ve denizin her bir katresinde aynı hüviyeti gösterir. Eğer küre-i arz, perdesiz güneşe karşı muhtelif cam parçalarından mürekkeb olsa; şemsin aksi, her bir parçada ve bütün zemin yüzünde müzahametsiz, tecezzisiz, tenakussuz bir olur. Eğer faraza şems, fâil-i muhtar olsa idi ve feyz-i ziyasını, timsal-i aksini iradesiyle verse idi; bütün zemin yüzüne verdiği feyzi, bir zerreye verdiği feyzden daha ağır olamazdı.”(1)
Bilindiği gibi, Allah’ın bir ismi Nur’dur ve bütün esması nuranidir. Üstad Hazretleri Güneş için “Nur isminin kesif bir zılali” ifadesini kullanıyor. İşte bu temsilde, Nur isminin koyu ve katı bir gölgesi hükmünde olan Güneş'in, bütün aynalarda birlikte tecelli etmesi nazara verilerek, ilahi isimlerin eşyada çok kolay tecelli ettiği, bir tecellinin diğerine mani olmadığı bütün kalplere kabul ettiriliyor.
Güneş bir zerreye verdiği feyzi, bütün zemin yüzüne de aynı kolaylıkla verebilmektedir. Bu harika misali bütün ilahi isimler için tatbik edebiliriz. Mesela, Rezzak ismi bir nurdur, her bir rızık ise o nurdan bir lem’a gibidir. Cenâb-ı Hak bu isminin tecellisiyle, bir sineği, bir böceği rızıklandırdığı gibi, aynı kolaylıkla zemin yüzündeki bütün canlıları ve her bir canlının da bütün hücrelerini rızıklandırmaktadır.
“Niyet-i halise ile şeffafiyet peyda eden bir zikir” de nuraniyet sırrına mazhar olur ve sahibine çok büyük sevaplar kazandırabilir.
1) bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, İkinci Maksat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Niyet-i halise ile şeffafiyet peyda eden bir zikir”cumlesini açar mısınız
"Nasıl ki bir zerrecik bir şişede, semavat, nücumuyla beraber görünebilir; öyle de, niyet-i halise ile şeffafiyet peyda eden bir zikirde veya bir ayette, semavat gibi nurani sevap ve fazilet yerleşebilir."
İhlas ile yapılan bir zikir nuraniyet kazandığı için çok büyük sevapları içine alıp çok büyük faziletlere vesile olabilir. Küçük bir cam parçasının semada ki güneş ve yıldızları içine alması gibi.