"Hem madde-i meşhureden başka pek çok menâbi'in tereşşuhatı, lemaatı, semeratı âlem-i mülkde vardır ki, katiyyen maddeye ve hareketine irca' ile izah edilmez. Demek âlem-i mülk ve şehâdet, âlem-i melekût ve ervah üstünde..." İzah, madde-i meşhure nedir?
Değerli Kardeşimiz;
Buradaki "madde-i meşhure", maddenin en küçük yapı taşıdır ki, bir dönem maddenin bu yapı taşına "atom" diyorlardı; şimdilerde de "atom altı parçacıklar" ya da "kuark" adını veriyorlar. Maddeci felsefe bütün işleri bu maddeye irca ettiği için, Üstad Hazretleri bu maddenin yaratmadan aciz olduğunu ifade ediyor.
Maddiyunluk; "maddeyi ilahlaştırmak, maddeye tapacak derecede değer atfetmek, maneviyatı inkar edip her şeyi maddeye irca etme" hastalığıdır. Materyalizm adı altında felsefi bir doktrindir.
"Materyalizm" "her şeyin esası madde olduğunu iddia edip, ruhaniyatı ve maneviyatı inkâr eden dinsiz felsefe" demektir. Bunlar her şeyi madde ile ölçerler. Masnuât-ı İlâhiye olan mahlukatı ve zerrelerin muntazam hareketini, tesadüf eseri gibi kabul ve tevehhüm edip, dinsizliğe yol açmağa çalışırlar.
Evet, bu asrın en büyük manevi hastalığı materyalizm ve inkarcılıktır ve milyonlarca insanı dinsizleştirmiştir. Bu manevi hastalığın deva ve çaresi ise Risale-i Nurlardır. Bu sebeple Risale-i Nurlar ekmek ve su gibi elzemdir.
Evet, Risale-i Nurlar bu zamanda dinsizliğin önünde manevi bir settir, milyonlarca insanın imanla kabre girmesine vesile oluyor. Materyalistlerle mücadele ancak Risale-i Nurların tarzı olan ilim ve ikna metodu ile mümkündür; yoksa hissiyat ve cebir ile onlara galip gelinemez.
Kâinat ve maddi âlem, ahiret ve manevi âlemlerin üstünde tenteneli bir perde gibidir. Elmanın kabuğu nasıl elmanın özünün üstünde bir perde, zayıf bir örtü ise, aynı şekilde zahiri ve maddi eşya da batini hakikatlerin üstünde bir kabuk bir örtü mesabesindedir. Asıl ve memba eşyanın içyüzü ve kâinatın arkasındaki gaybi âlemlerdir. Zahiri ve maddi âlemler ise bu âlemlerden beslenen birer ince zar ve kabuk hükmündedirler.
İnsan nasıl ruh ve beden ikilisinden oluşuyor ise, aynı şekilde mahlukat da "maddi ve manevi, zahiri ve batini" olmak üzere iki formattan iki boyuttan oluşuyor. Ruh, nasıl hayat noktasından bedene kaynaklık ve özlük yapıyor ise, aynı şekilde manevi ve batini âlemler de maddi ve zahiri alemlere kaynaklık ve özlük yapıyorlar. Hâl böyle olunca, zahirde görünen canlılık ve şuur, batından gelen birer yaşlık ve sızıntı nevindendir. Nasıl testinin yüzündeki rutubet ve nemlilik içindeki sudan sızıyor ise, aynı şekilde mahlukat testisinin yüzünü teşkil eden maddi kâinattaki hayat ve şuurlar da onun içi mesabesinde olan gaybi âlemlerden veya eşyanın iç yüzünden sızıyorlar denilebilir. Maddi âlemdeki bazı yıldızların, narını cehennemden nurunu cennetten almaları bu meseleye karine olabilir.
"Tenteneli perde", dikkat ile bakıldığında arkasını gösteren bir perdedir. Kâinat da ahiretin üzerinde duran şeffaf ve ince bir perde gibidir. Mesela, yanımızda çok melekler olduğu halde, maddesi olmadığından görünmez. Ama beden giymiş hayvan veya insanların maddesi (bedeni) olduğundan ruhları da az dikkat ile görünebilmektedir. Yani o beden onun görünmesine vesile olmaktadır. Aynı şekilde kâinata imanın dikkati ile bakılırsa, arkasında hem Allah’ın kudret elini hem de ahiret âlemleri görülebilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü