"Her biri bir Sâni-i Hakîmin vücub-u vücuduna şehadet ve vahdet-i rububiyetine işaret ettikleri gibi, mecmuu, gayet parlak bir tarzda, nihayetsiz Kadir, nihayetsiz Hakîm bir Vâcibü’l-Vücudu gösterir." zikredilen esma-i İlahiye açısından izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kâinatta her şey en harika bir sanat üzere yaratılmıştır. Bu ise “Sâni-i Hakîmin vücub-u vücuduna şehadet ve vahdet-i rububiyetine işaret” eder. Şöyle ki;
Allah’ın varlığı vacibdir. Yani varlığı zatındandır, kadîm ve bakidir. Bütün sıfatları sonsuzdur ve sonsuz kemaldedir. Bu ise yarattığı her şeyin harika ve güzel olmasını netice varır.
Vacib olan Allah’ın sıfatlarında tecezzi ve inkısam yoktur. Yani eşyayı yaratırken birine fazla diğerine az kudret sarfetmez. Her şeyi aynı sonsuz kudretiyle ve sonsuz ilmiyle aynı kolaylıkla yaratır. Şu var ki, onun sıfatları her şeyin kabiliyeti nisbetinde tecelli eder. Yani bir çiçek de sonsuz kudretle yaratılır, bir Güneş de. O sonsuz kudret bu iki varlığın kabiliyetleri nisbetinde icraat yapar. Üstadımızın Güneş ve ayna misalini hatırlayalım. Işığıyla mukabilindeki bütün eşyayı aynı kolaylıkla aydınlatan Güneş, her aynaya onun kabiliyeti nisbetinde tecelli eder.
Allah’ın Hakîm ismi de bütün eşyada tecelli etmektedir. Kudret ile yaratılan her şey aynı zamanda hikmetin de bir aynasıdır. Her varlığın şeklinden, büyüklüğünden, vazifesine kadar her şey ilahi ilimde hikmetle takdir edilir ve ilahi kudret o şeyi bu hikmetli takdire göre yaratılır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü