"Hiç mümkün müdür ki, nihayetsiz cûd ve sehâvet, tükenmez servet, bitmez hazineler, misilsiz sermedî cemâl, kusursuz ebedî kemâl, bir dar-ı saadet ve mahall-i ziyafet içinde daimî bulunacak olan muhtaç şâkirleri, müştak âyinedarları, mütehayyir..." İzah?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Sonsuz zenginlik ve cömertlik, sonsuz ikram ve ihsan etmek ister. Hâlbuki dünya fani ve gelip geçici bir yerdir, bu sıfatlara tam ayna olamıyor. Nihayetsiz cömertlik, nihayetsiz muhtaç ve müştakların varlıklarını icap eder. Bu sıfatlara daimî olarak kemaliyle ayna olacak diyar, âlem-i âhirettir.

Yine nihayetsiz bir güzellik, nihayetsiz bir şekilde kendi güzelliğini görmek ve göstermek ister. Hâlbuki dünya bu nihayetsiz güzelliğin tezahürü noktasında fânidir ve nâkıstır. Bunun için ebedî bir âlem lâzımdır. Güzellik, kendine perestiş derecesinde âşık olanların ebedî olmalarını iktiza eder.

Aynı şekilde nihayetsiz kemal de görmek ve görünmek ister. Dünya buna kemali ile ayna olamıyor. Bu nihayetsiz kemalin, ebedî bir şekilde tecellî edeceği mekân âhirettir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...