"Hırs-ı sevap ve ulüvv-ü himmet cihetiyle çok zararlı ve hatarlı neticeler vücuda geldiğine delil, ehl-i tarikatin o kadar mühim ve azîm kemâlâtları ve menfaatleri içindeki ihtilâfâtın ve rekabetin verdiği vahîm neticelerdir..." Tarihten örnek var mı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Ulüvv-ü himmet kısaca ahiret için çalışıp çabalamak demektir. Yani bütün dikkat ve gayreti ahirete yöneltmek, dünyanın adi ve ehemmiyetsiz şeylerine kıymet vermemektir.

Hırs-ı sevap da insanın fazla sevap kazanma hırsıdır. Hırsın diğer bir manası da kısa ve kestirme yollardan neticeye ulaşmaktır ki, bu da aculiyettir. Daha fazla sevap kazanma arzusu ile diğer insanların manevî hukukunu çiğnemeye yol açabilir. Meselâ, “filanca kişi benim vesilemle tarikatıma veya cemaatime girsin, benim vesilem ile hidayete ersin, ben de sevap kazanayım” gibi bir düşünce doğru değildir. Bu durum sadece tarikat mesleğine mahsus değildir, her meslek ve meşrep içinde olabilir. Üstadımız tarikatın son dönemlerde iyi bir görüntü veremediğini örnek olarak gösteriyor. Zira bu dönemde, birçok şeyh Üstadımıza ve Nur talebelerine maalesef hücum edip nazarlardan düşürme teşebbüsüne girmişlerdir.

“Şahsım için mucib-i hayrettir ki, o itiraz eden zât, benim silsile-i ilimde en mühim üstadım olan Şeyh Fehim’in (k.s.) tilmizi (talebesi) ve en ziyade merbut olduğum (bağlandığım) İmam-ı Rabbânî’nin (r.a.) bir talebesi olduğu halde, herkesten ziyade kusurlarıma, eski karışık hayatlarıma, taşkınlıklarıma bakmayarak bütün kuvvetiyle imdadıma koşmak lâzım iken, maatteessüf, ondan tereşşuh eden bir itiraz, bazı zayıf arkadaşlarımıza fütur ve ehl-i dalâlete bir senet hükmüne geçtiğini çok teessüfle işittik. O ihtiyar zattan, çabuk bu su-i tefehhümü (yanlış anlaşılmayı) izale etmek için tamire çalışmasını, hem duasıyla, hem tesirli nasihatiyle yardımını bekleriz.” (1)

(1) bk. Kastamonu Lahikası, (111. Mektup).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...