Hüseyini Cisri’nin Risale-i Hamidiye’sinde yüz tane delil var. Risale-i Nur’da neden 100-110-114 gibi sayılar verilmiştir?
Değerli Kardeşimiz;
"Hristiyan ve Yahudiler tarafından çok tahrifatıyla beraber, yine nübüvvet-i Ahmediyeyi haber veren yüz âyeti Hüseyn-i Cisrî kitabında yazmış."(1)
"İşte bu kadar tahrifatla beraber, şu zamanda dahi meşhur Hüseyin-i Cisrî (r.a) o kitablardan yüz ondört delil nübüvvet-i Ahmediyeye dair çıkarmıştır. "Risale-i Hamîdiye"de yazmış. O risaleyi de, Manastırlı Merhum İsmail Hakkı tercüme etmiş."(2)
“Eski kitaplarda hazreti peygamber” ve “Hz. Muhammed’ten sonra görülen bu ümmete ait alametler ...” başlığı altında 100 madde olduğunu görüyoruz. Bu maddelerde bazen ikiden fazla ayet yani delil bulunabiliyor. Ayrıca Kitabı çeviren Manastırlı İsmail Hakkı’dır. Bu zat sadece bir çeviri yapmamış, ayrıca notlarla ve haşiyelerle birlikte tercüme etmiştir. Kitabı okuyanlar görürler ki, bolca haşiye mevcuttur. Üstad bu haşiyedeki bazı delilleri de saymış olabilir.
"Evvelâ: Tevrat, İncil, Zebur gibi Kütüb-ü Mukaddese, pek çok tahrifata maruz oldukları halde, şu zamanda dahi, Hüseyin-i Cisrî gibi bir muhakkik, nübüvvet-i Ahmediyeye (a.s.m) dair o kitablardan yüz on işarî beşaretler çıkarıp 'Risale-i Hamîdiye'de göstermiştir."(3)
Yalnızca yukarıya aldığımız bu risalede 110 sayısı verilmiş. Buradaki baskı hatası olabilir kanaatindeyiz. Çünkü aynı ifade "Sual: Şu Mi’râc-ı azîm, niçin Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâma mahsustur?" sorusuna verilen bütün cevaplarda -ki yukarıda verdiğimiz konuda aynıdır- 114 işaret diye geçer.
Hüseyin-i Cisrî kitabında “Bu ilâve ettiğimiz tafsilâtla Hz. Peygamber'in alâmetleri tam 100 olduğundan, iki gözü olan herkese gerçek aydınlanmış ve anlayan kalpten Allah'ın izniyle şüphe lekesi tamamen silinmiş oldu.” demiştir.
Manastırlı İsmail ise haşiyede “Zira vicdan sahibi insan hiçbir zaman tereddüde kapılmadan hükmünü verir ki, 100'ü aşan alâmetle son peygamber olduğu anlaşılan o büyük zatın bir tesir sayesinde o zat bu dini kısa zamanda bütün dünyaya yaymış, yıkılıp yok olmaktan korunduğu da asır ve devirlerin ilerlemesiyle açık ve kesin olarak anlaşılmıştır.” demiştir.
Risale-i Nur’da çok nadir olarak bir başka eserin adı geçer. Ona yakın yerde ismi geçmesiyle en çok zikredilen eserin, “Risale-i Hamidiye” olduğunu söyleyebiliriz. Bunun bir nedeni kanaatimizce Üstad'ın bu eseri mütalaa ettiğidir. Çünkü eseri okuduğumuzda bazı meselelerin ve manaların, Risale-i Nur’la benzerlik taşıdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca Üstad'la aynı dönemi paylaşmaları ve aynı fikirde olmaları etkisi büyüktür.
"Eğer ümmisin, fetvayı okuyamıyorsun, bizim hem-asrımız ve fikren biraderimiz olan Hüseyn-i Cisrî'nin sözünü dinle!.."(4)
Dipnotlar:
(1) bk. Şualar, On Beşinci Şua.
(2) bk. Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, On Altıncı İşaret.
(3) bk. Bediüzzaman Cevab Veriyor.
(4) bk. Muhakemat, Birinci Makale, On İkinci Mukaddeme.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü