"Hüsrev’in tercüme vazifesine yalnız bir me’haz ve yardımdır." cümlesini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Burada Hüsrev Ağabeye Risaleleri tercüme vazifesi verildiği anlaşılmaz. Sualde bahsedilen mevzuyu şöyle anlamalıyız:
Üstadımız, Elhüccetü-z Zehra'da tahiyyat ile alakalı Arabi Hizb-i Nuri'nin Allahu Ekber cümlesinin otuz üç mertebesinden üç mertebeyi ifade eden Arabi fıkranın tercümesini yapıyor.
Elhüccetü-z Zehra'ya hem o Arabi ibareyi alıyor. Hemen arkasından Üstadımız bizzat tercümesini yapıyor. O sırada Üstadımız şiddetli bir hastalığa maruz kalmış idi. Hüsrev Ağabey herhalde Üstadımız'ın yazdıracağı Arabi fıkranın tercümesini o esnada kaleme alıyordu. İşte Üstadımız'ın hastalığı münasebetiyle kendilerine yardımcı olan Hüsrev Ağabey'in yazısına; Üstadımız Arabi fıkrayı izah ve tercüme ederek yardım ediyor.
Burada tercüme eden Üstadımızdır; yazan ise Hüsrev Ağabey'dir. Dolayısıyla Hüsrev Ağabey'in yazacağı tercümeyi Üstadımız söylüyor, izah ediyor, o da kaleme alıyor.
Mezkur meseleye binaen; Hüsrev Ağabeye tercüme vazifesi verildiği çıkmıyor. Çünkü Arabi ibare ve Üstadımız'ın yaptığı tercüme ciddi manada mütalaa edilirse; sualin cevabı, gayet açık ve net olarak anlaşılacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü