"Hz. Ali (ra)'in mümaşaatsız pervasız... tefrikaya sebep olmak ihtimali vardı." Hz. Ali'nin bu vasıfları Peygamber Efendimizin vefatından sonra halife olsaydı, neden tefrikaya sebep olsun ki? Saltanat ve hilafet arasındaki fark nedir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hilafet: Din ve dünya işlerinde umumi reislik. İmamü'l-Mü'minin olan zat, şer'î hükümlerin icrasında Resul-i Ekrem Efendimize (asm) halef olduğu için, hilafet vazifesini alana "Halife" denilmiştir.

Saltanat: Bir şahsın, halkın üstündeki siyasi riyaseti ve hâkimiyetidir. Genelde babadan oğula geçen bir idare şeklidir.

Hz. Ali Efendimizin (ra) gençliği, cesareti ve gösterişsiz meydan okuyan tavrı, bazı aşiretlerin eski hissiyatlarını tahrik etmeye müsait olduğu için, kader onu sonraki halifelik dönemlerine tayin etmiştir. Hz. Ebu Bekir (ra) ve Ömer (ra) gibi zatlar daha kabul gören, aşiretlerin benimsediği ve onların zayıf hissiyatlarını tahrike sebep olacak şeylerden uzak bir mizaca ve fıtrata sahip olmaları, onların birinci ve ikinci halife olmalarına sebep olmuştur.

Burada mesele Hz. Ali Efendimiz (ra)'in şahsiyetinde değil, henüz Müslüman olmuş ve birçok cahiliye âdetleri yeni kurumuş aşiret ve kabilelerin sosyolojik hassasiyetlerindedir. Meseleye içtimai yönden bakmak gerekir. Arap kavminde aşiret damarı çok taze ve kuvvetlidir, en küçük kıvılcım bile tefrikaya sebep olabiliyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 9.856
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

isahalim
Sorudaki metnin devamında "Hem eğer Hazret-i Ali olmasaydı, dünya saltanatı, mülûk-u Emeviyeyi bütün bütün yoldan çıkarmak muhtemeldi. " diyor. ANLAYAMADIĞIM, o tarihte henüz Emevi Devleti kurulmamış değil mi? Emevi Devleti, Dört Halife Dönemi'nin ardından 661 yılında Hazreti Ali'nin şehit edilmesinin ardından kurulmadı mı? " Hem eğer Hazret-i Ali olmasaydı, dünya saltanatı, mülûk-u Emeviyeyi bütün bütün yoldan çıkarmak muhtemeldi. Halbuki, karşılarında Hazret-i Ali ve Âl-i Beyti gördükleri için, onlara karşı muvazeneye gelmek ve ehl-i İslâm nazarında mevkilerini muhafaza etmek için, ister istemez, Emeviye devleti reislerinin umumu, kendileri olmasa da, herhalde teşvik ve tasvipleriyle, etbâları ve taraftarları, bütün kuvvetleriyle hakaik-i İslâmiyeyi ve hakaik-i imaniyeyi ve ahkâm-ı Kur’âniyeyi muhafazaya ve neşre çalıştılar. "
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Hazreti Muaviye (ra)'in Hazreti Ali (ra)karşı saltanat mücadelesi Emevi'liğin çekirdeğini teşkil ediyor. Daha sonra bu mücadele iki silsile olan Ehl-i beyt ve Emevi hanedanı arasında devam ediyor. Üstadımızın işaret ettiği bu süreçtir yoksa iki şahıs arasında ki geçen cüzi bir olaydan bahsetmiyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...