"İhlâs kuvvetinden sonra bizim en büyük kuvvetimiz, iştirâk-i a’mâl-i uhrevî düsturuyla birbirimize kalemlerle, herbirinin a’mâl-i saliha defterine hasenat yazdırdıkları gibi; lisanlarıyla..." Buradaki kalemler ve lisanlar ifadelerini nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Risale-i Nur dairesinde hizmet eden iman hadimleri, manevi büyük bir şirketin sigortalı işçileri gibidir. Her bir iman işçisi nasıl kalemi ile Risale-i Nurları çoğaltarak şirkete manevi bir gelir yani sevap kazandırıyor ise, aynı işçi lisani duası ile diğer kendi gibi iman işçilerin gıyabında istiğfar ve tövbe ederek, onların imanla kabre girmesine hizmet ediyor, onlara manevi bir imdat veriyor. Bu letafeti Üstad Hazretleri şu şekilde ifade ediyor:

"İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle, her bir hakikî sadık şakirdi binler dillerle, kalblerle dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisanla tesbih etmektir. Ve Ramazan-ı Şerifteki hakikat-i leyle-i Kadir gibi, kudsî ve ulvî hakikatleri, yüz bin elle aramaktır."

"İşte, bu gibi netice içindir ki, Risale-i Nur şakirtleri, hizmet-i Nuriyeyi velâyet makamına tercih eder; keşif ve kerâmâtı aramaz ve âhiret meyvelerini dünyada koparmaya çalışmaz ve vazife-i İlâhiye olan muvaffakiyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstahak oldukları şan ve şeref ve ezvak ve inâyetlere mazhar etmek gibi, kendi vazifelerinin haricinde bulunan şeylere karışmaz ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalışırlar, 'Vazifemiz hizmettir, o yeter.' derler."(1)

(1) bk. Kastamonu Lâhikası, 168. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...