"İkinci kısım, sair delail-i nübüvvettir. İkinci kısım da iki kısımdır: Biri, ondan sonra, fakat nübüvvetini tasdiken zuhura gelen harikalardır." Birinci çeşit mucizeye misal ne olabilir? "Gaybi haberler" dersek, sonunda o da ayrı taksim edilmiş?
Değerli Kardeşimiz;
"İkinci kısım, sair delâil-i nübüvvettir. İkinci kısım da iki kısımdır: Biri, ondan sonra, fakat nübüvvetini tasdiken zuhura gelen harikalardır. İkincisi, Asr-ı Saadetinde mazhar olduğu harikalardır."
"Şu ikinci kısım dahi iki kısımdır: Biri, zatında, siretinde, suretinde, ahlakında, kemalinde zahir olan delâil-i nübüvvettir. İkincisi, afaki, haricî şeylerde mazhar olduğu mucizattır."
"Şu ikinci kısım dahi iki kısımdır: Biri manevi ve Kur'ânîdir. Diğeri maddi ve ekvânîdir. Şu ikinci kısım dahi iki kısımdır:"
"Biri: Dâvâ-yı nübüvvet vaktinde, ehl-i küfrün inadını kırmak veyahut ehl-i imanın kuvvet-i imanını ziyadeleştirmek için zuhura gelen harikulâde mucizattır. Şakk-ı kamer ve parmağından suyun akması ve az taamla çokları doyurması ve hayvan ve ağaç ve taşın konuşması gibi yirmi nevi ve her bir nev'i manevi tevatür derecesinde ve her bir nev'in de çok mükerrer efradı vardır."
"İkinci kısım, istikbalde ihbar ettiği hadiselerdir ki, Cenâb-ı Hakk'ın talimiyle o da haber vermiş, haber verdiği gibi doğru çıkmıştır."(1)
Burada, önce deliller Peygamber Efendimiz (asm)'dan önce ve sonra olmak üzere iki kısma taksim ediliyor. Sonra Resulullah Efendimizin (asm) dönemi ile sonraki dönemler kendi aralarında taksim ediliyor.
"Şu ikinci kısım dahi iki kısımdır" ifadesindeki birinci kısım için kullanılan; "Biri, ondan sonra, fakat nübüvvetini tasdiken zuhura gelen harikalardır." cümlesinde geçen "ondan sonra" tabiri, bir evvelki kısmı kast ederek kullanılan bir kelamdır.
"İşte, nübüvvet-i Ahmediyenin (a.s.m.) delâili, evvela iki kısımdır: "Birisi, 'irhasat' denilen, nübüvvetten evvel ve velâdeti vaktinde zuhur eden harikulâde hallerdir. İkinci kısım, sair delâil-i nübüvvettir."
Dolayısıyla irhasat denilen nübüvvetten evvel ve doğumu vaktinde zuhur eden harikulade hallerdir. Yani, Tevrat, Zebur ve İncil'in, diğer semavi suhufların, arif-i billah ve evliyaların Peygamber Efendimize (asm) olan şehadetleri ile doğumu vaktinde meydana gelen harikulade haletlerdir. İşte "ondan sonra" denilen yerde kastedilen, buralardan ta peygamberlik gelene kadarki kısımdır. Burada gaybi işaretlerden ziyade ahlak, siret, suret ve bazı harikulade haller gibi deliller daha çok kastedilmektedir. Mesela;
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, küçüklüğünde Halime-i Sa’diye’nin yanında iken, Halime ve Halime’nin zevcinin şehadetleriyle, güneşten rahatsız olmamak için, çok defa üstünde bir bulut parçasının ona gölge ettiğini görmüşler ve halka söylemişler ve o vakıa sıhhatle şöhret bulmuş."
"Hem, Şam tarafına on iki yaşında iken gittiği vakit, Bahîra-i Rahibin şehadetiyle, bir parça bulut Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başına gölge ettiğini görmüş ve göstermiş."
"Hem yine bi’setten evvel, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, bir defa Hatice-i Kübrânın Meysere ismindeki hizmetkârıyla ticaretten geldiği zaman, Hatice-i Kübrâ, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başında iki meleğin bulut tarzında gölge ettiklerini görmüş, kendi hizmetkârı olan Meysere’ye demiş. Meysere dahi Hatice-i Kübrâya demiş: “Bütün seferimizde ben öyle görüyordum.”(2)
Dipnotlar:
1) bk. Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, Üçüncü Nükteli İşaret.
2) bk. age., On Altıncı İşaret.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Öncelikle siteniz çok güzel, istifadeli, ALLAH RAZI OLSUN ...
Bu soru bence DOĞRU CEVAPLANMAMIŞ, ALLAHUALEM kafa patlatınca sanırım doğrusunu buldum. Şöyle ki; ""İkinci kısım, istikbalde ihbar ettiği hadiselerdir ki... " ifadesindeki İSTİKBAL, Efendimiz'in haber verip de kendisi hayattayken gerçekleşen olaylardır. ( ÖRNEK: Efendimiz'in BEDİR SAVAŞI ÖNCESİ Ebu CEHİL gibi önde gelen bazı müşriklerin öldürüleceklerini, hem de yerlerini de belirterek söylemesi ve sonrasında aynen gerçekleşmesi gibi. )Çünkü Hz. ÜSTAD'ın tasnifine adım adım dikkat edersek ASR-I SAADET'te olmak zorunda olduğunu görürüz.